Çocukta Merhamet Eğitimi... Ama NASIL ???
Bir çocuk yanlış davranışı akabinde pişmanlık hissetmiyor
Bir çocuk hayasızca davranıyor, yüzü kızarmıyor
Bir çocuk yalan söyleyerek başkasını kandırıyor, suçluluk duymuyor
Bir çocuk bahçedeki karıncayı ayaklarının altında eziyor, acımıyor üzülmüyor
Bir çocuk kardeşini hırpalıyor içi sızlamıyor
………………………………………..
Tertemiz bir çocuk nasıl olurda böyle davranıyor?
Tertemiz bir çocuk nasıl olurda böyle davranıyor?
Neden?
Merhamet tohumları neden çiçeğe dönüşemiyor, zayi oluyor.
Çünkü;
Kendiliğinden gelişmesini bekliyoruz da ondan. Merhamet bir önceki yazım da anlatmaya çalıştığım gibi nasıl ki geliştirilen duygusal bir beceri ise bir çocukta yerleşmesi ve kök salması da ciddi bir eğitim süreci… Peki nasıl? Üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Merhamet model alınarak öğrenilir.
Yani çocuk anne ve babasını kopyalar. Bir örnek size. Anne gece bebek bakmış uykusuz, akşama misafirleri var. Bebek mutfak ve diğer çocuğu arasında koşuşturuyor. Annenin yardıma ihtiyacı var. Baba ise evde ama başka bir alemde… Televizyonun başında yani asli mekanında… Saat ilerliyor, anne bunalıyor, canı sıkılan çocuk serzenişe geçiyor. Ardından, mutfaktan gelen şaaap diye bir sese ağlama sesi eşlik ediyor
Bu babanın ve annenin bir gün evladından hangi merhamet davranışını beklemeye hakkı var acaba?
‘Yumuşaklık, bulunduğu şeyi süsler, bulunmadığı şeyi ise çirkinleştirir’
Başka bir kesit. Anne evi temizlerken bulduğu haşeratı alıp dışarı atmıyor. Çocuğun gözü önünde nezaketsizce bastıra bastıra öldürüyor. Kendinden geçiyor adeta. Bir başkasının canına ve yaşama hakkına saygı duymuyor yani. Ama kendine saygı duyulmasını istiyor !!!
Geçtim canlılardan, eşyaya saygı duymayı öğretiyor muyuz? Kırık oyuncağına, topuna, bebeğine… Bu saygı o eşyayı da hor kullanmasını engeller.
Önce eşyayı hor kullanıyor, sonra da başkalarını…
Merhamet yürek terbiyesidir.
Bir yürek nasıl terbiye edilir?
Adı üstünde çocuk, yaramazlık yapacakları hataları olacak. Hataları yaparak doğru sonucu öğrenecek ama film burada kopuyor. Çocuk hatayı yapmasıyla kalıyor. Çünkü hatasını tecrübeye dönüştürecek bir yaklaşım görmüyor, bir ortam hazırlanmıyor. Sen misin bunu yapan?
Sözel psikolojik ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalıyor. Yani duygusal açıdan taciz ediliyor, istismar ediliyor.
Affediyor muyuz?
‘Müttakiler… İnsanları affedenlerdir…’denilirken bize, çocuğumuz insan değil mi? Lakin bizler çocuğumuzun hatasını düşünme değerlendirme sorgulama pişman olma hakkı ve zamanı tanınmıyoruz. Zamanımız yok ki o kadar. Sürekli yorgunuz, sürekli yapılacak ‘önemli’ işlerimiz var. O ağaç gelişirken dalları budaklarını kesiliyoruz. Sonra da duyguları güdük kaldı diye şikayet ediyoruz da kimi kime şikayet ediyoruz?
En başta çocuklarımızdan sorumlu değil miyiz? O zaman affetmek bir şans daha vermek o kadar zor mu? Bir yürek affederek hoşgörülü davranarak bağışlayarak bir şans daha tanınarak terbiye edilir. Affediyorum demek ne büyük yetenek…
Ya merhameti yaşayanlar…
Kıskanç bir grup, 16 yaşındaki çok çalışkan bir genci çekemeyip tuzak kurar Plan bir şekilde açığa çıkar ve halk olaya şahit olur. Zamanın valisi küçük alimi korumak için ve kavga çıkaranları sürgüne yollamak üzere askere göndertir. O mollanın cevabı sık sık hatırlamamız gereken bir merhamet klasiği;
‘-Biz öğrenciyiz. Kavga da ederiz barışırız da. Dışımızdan birinin bize karışmasını uygun bulmuyorum. İlginize teşekkür ederim. Hata bendedir’
Bunu yapabildik mi, işte o zaman yüreklerde her mevsim merhamet çiçekleri açar.
Özür dileme ve affedebilme sanatını öğrenelim.
Bizim hiç hatamız yok mu? Sütten çıkmış ak kaşık mıyız?
Diyelim ki çocuğunuz özrü gerektirecek bir davranış yaptı. Ama çocuk inadı ya, direniyor özür dilememek için. Yani yaşının gerektirdiğini layıkıyla yapıyor. Sizin de sinir katsayınız yükseliyor. Affetmeyi düşünürken vazgeçmek üzeresiniz çünkü beklediğiniz özür gelmiyor bir türlü.
Ne yapacağız?
Şimdi olanları hatırlayın, kimse % 1oo hatalı değildir. Gerilim hattındaki bir hatanızı tespit edin. Samimi bir paylaşımla ortam durulduktan sonra özel bir mekanda konuşun. Süreci hatırlatın. Hatalı davranışınızı paylaşın ve özür dileyin. Bir zaman gelecek ki emin olun ki sizin yaptığınız bu davranışı o da sergileyecek. Ama sabııırr….
Geçti borun pazarı, denmeden haydi bugün ciğerparenizin yüreğine dokunun…
Berrin GÖNCÜ