Düşük Pantolonlu Gençlik

Konu: Düşük Pantolonlu Gençlik Cuma Ekim 08, 2010 5:33 pm

Düşük Pantolonlu Gençlik

İnsanın en verimli fakat bir o kadar da heyacana bağlı ve tehlikeli zamanıdır gençlik.

Genlerinin fırtınalar arz ettiği zamanıdır gen-çlik.

Giyimi, kuşamı, konuşması ve oturup kalkma şekli, aldığı eğitimin kalitesini yansıtır.
Bu hali aynı zamanda ailesi ve tanış olma çevresi hakkında da bilgiler fısıldar anlamak isteyene.

Bir toplumun hem tarihi, hem de geleceği olan gençlik.
Toplumların tarihte yer alma şeklini belirleyen en önemli etkenlerdendir genç arkadaşlar.
Yani onların eğitimdeki kalite ve seviyeleri, o toplumu o kalite de yer aldıracaktır tarihte.

Gelecek dedik;
Gelecek açısından gençlik, toplumun çekici faktörerinden olup lokomotiftir.
Çeker götürür, bazen de çeker batırır.

Bu günün gençleri yarının büyükleri, diye klasik bir söz vardı. İnşaallah halen daha vardır!!!
Yarının büyüğü olabilmenin yolu alınan büyük terbiyeden, edepten, ahlaktan ve eğitimden geçmektedir.

Boz kırlarda at koşturmaktan aciz, fakat futbol sahalarında top koşturmaktan zevk alan bir lokomotifimiz var bizim de.
Bir tane türkü bilmeyen ama pop şark-ılaraıyla ne dediğini kendi dahi bilmeyen dahi! gençlik.
Konuşmaları futbolla, cep telefonlarıyla sınırlı, muhabbeti bilmeyen gençlik.

Pantolonunun belini indirdikçe ve ya eteğini yukarı kaldırdıkça yükselen bir gençlik.
Her ikisinin de düşünce de buluşma noktasının ne kadar adileştiğinin, bayağılaştığının göstergesi bir gençlik.
e zaman kafasını aşağılardan yukarılara kaldıracak da yükselmemize sebep olacak ümidiyle beklentilerimizi omuzlarına yüklediğimiz gençlik.

Kutadgu bilig'de, Yusuf Has Hacip dokuzyüz kırk sekiz sene evvel ayını endişelerle konuşuyordu hüküm-dara.
"Eskiden gençlerde saygı vardı büyüklerine karşı.
Şimdilerde saygılarını yitirdiler" diyerek endişelerini dile getiriyor ve eğitimcilerin neler yapmaları gerektiği hususunda istişare yapıyordu.

Şimdilerde bizim İhtiyarlarımızda! aynı cümleleri kullanıyorlar.
Ve belki bu yazının yazılmasından, dokuzyüz elli sene sonra aynı cümleler yine kurulacak.

Peki ama bu hep böyle mi olacak?

Tabi ki;

HAYIR.

Yüz milyon spermin içinden; Allah'ın izzet ve ikrama kavuşturduğu bir spermle, vucuda kavuşturduğu, zihayat canlılar gibi, yaşadığı toplumda erdemiyle, doğru sözüyle, doğru bakışıyla, doğru yaklaşımı ve doğru yaşamıyla zirveye oynayan gençlik elbette diğerlerinden ayrılacaktır.

Hem dünyalık olarak hem uhrevi olarak kazanımlar farklı olacaktır.

Haya sahibi olanlar ihya olacaktır.

"Rasulullah efendimiz, perde arkasındaki genç bir kızdan bile hayalıydı.
" Bu kıyası bile insanı hayran eden duruş sahibi efendimiz;

"Utanmıyorsan dilediğini yap" buyurmuş ve insanı kendisiyle yüzleştirmişti.

İffetin sembollerinden Hz. Yusuf (a.s.), kendisine kötü arzularla yaklaş-maya çalışan
Züleyha, odada bulunan putun üzerini örtünce;

Hz. Yusuf; "Niçin örttün" demişti.

Züleyha; "Puttan utandığım için" diye cevaplayınca, İffetin sembollerinden olan o güzel insan,

"Sen sahte olanlardan utanırken, ben Rabbimden nasıl utanmayayım." diyerek İffetin farklı bir sembolü olarak gömleği arkadan yırttırmıştı.

Evet, elinden c(i)hat telefonları düşmeyen fakat giyimleri düştükçe düşen bir genç topluluğunun, toplumumuz adına çokta kazanımları olmayacak, getirisi her zaman götürüsünden az olacaktır.

Kültürüyle, ahlakıyla, edebi ve erdemiyle örnek nesiller için, bizleri yere baktırmayan utandırmayan davranışlarıyla geçmişimizi özlemle arattıran büyüklerimizin yoluna yeniden girmeye niyyetlenerek;

"Allah'ım neslimizi namaz kılanlardan eyle"

"Allah'ım bizi ve neslimizi sıratı müstakimden ayırma"

Dualarıyla, ihlasla, gayretle, tereddütle, tefekkürle yolumuzun nişan taşlarını belirleyelim.

Selam ve dua ile...

Alıntıdır