Selsebil Site Yöneticisi
Ruh Hali : Lakap : islamgezginleri Rep Gücü : 1396 Nerden : Topraktan
| Konu: ''DOST(GAVS..)UN HUZURUNDA'' C.tesi Ekim 09, 2010 9:23 am | |
|
Dosta giden ruzigarin Menzilinde toz olaydim Aska dusup o nigarin yangininda koz olaydim. Dost yuzune bakip duran goz olaydim, goz olaydim Dostun sohbet meclisinde yakip yikan soz olaydim
(Haddad)
Ey dost!
Sana gelmek yasama sevincidir. Hatta bir yasama biçimidir. Sana geldigimde donanmis, onanmis olurum. Dosta gelmek bir irfan mektebine ermek, bir irfan meclisine girmek demektir, bilirim.Hayâti yeniden, bir daha ve her an yorumlamaya seninle baslarim. Her sey yeniden ve tâze bir anlam kazanmaya baslar sâyende.
Ey dost!
Kentin o süflî, abûs çehresinden soyutlanarak sana gelirim. Maddî olan seylerin kiymeti arttikça dostluklarinin ve dostlarinin degeri tükenen sehir insanindan kaçarak sana yönelirim. Çünkü ben kendimi, yani seni dahasi sendeki beni aramak için gelirim.
Ey dost!
"Herkesin kisisel bir menkibesi vardir." derler.Benim menkibemin baslangici da sonu da sendedir. Sen hep bana; "Odunlarin dogrusunu tasimayi" ögütlersin. Çünkü senin kapindan egri odun giremez. Kisisel menkibemi ararken rehberim, kilavuzum sen olursun hep.
Ey dost!
Ummâna kavusmak için irmaklar nasil mecrâlarini seçerse, ben de gönlümdeki ummâna giden yol olarak seni seçerim. Sana hep sâde ve susuz gelmek isterim. Gönlümün derinliklerine dalmani, bütün yaralarimi sarmani ve hasta rûhumu onarmani beklerim.
Ey dost!
Ben sana dostça seslenen bir âsik gibi gelirim... O dostuna diyordu ki: "Leylâ degilim dost, lâkin çöle çagirirsan gelirim. Sana "yalan" halde gelmem, toplarim özümü " yalin halde gelirim. Kapiyi çaldigimda "kim o" dersen, "sensin efendim" derim. Ben olmam kapinda, "sen" olur gelirim. Sen "gel" de yeter ki, yola yük olmam, "yol" olur gelirim."
Ey dost!
Senin huzûrunda ne gam ne keder nede dünyevî mesgaleler var. Çünkü sen her an O(c.c.)'nunlasin. Senin seyrin O(c.c.)'ndan O(c.c.)'na ve O(c.c.)'nunladir. Sende dâimâ O(c.c.)'nu hatirlatan bir seyler var. Senin yaninda birden baska bir âleme girmis gibi olurum. Âlemim degisir .Dünyam kaybolur. Dahasi ben kaybolurum. Bu yüzden hâlimi arz etmem imkânsizlasir. Fuzûlîce sizlanirim hep:
"Arz-i hâl etmeye cânâ seni tenhâ bulamam Seni tenhâ bulicak kendim aslâ bulamam"
Ey dost!
Hangi vakit yaninda bulunsam hep ayni hislerle dolarim! Benim aradigim dünya iste bu dünyadir, bu âlem benim rüyâlarimin süsüdür.Ben hep bu hasret ile yanarim. Bütün sorularimin cevâbi sendedir. Ben hep bu âni özlerim.Belki de beni bu hayata baglayan çok az sebepten birisi; sen gibi hakîkî bir dostla bulusmaktir. Bir dostunun söyledigi gibi: "Beni bu dünyada tutan üç sey var. için sevdigim dostlarim, Namaz, Ve seherlerde kalkip yaptigim gece ibâdetleri."
Ey dost!
Senin yaninda doktorun odasinda ki hasta gibiyim. Heyecan, korku, sürûr; hepsi bir arada. Hem iyilesmek istiyorum, hem korkuyorum. Hem sana kosmak, hem de senden kaçmak istiyorum. Senin sefkat yüklü yüreginde isinmak, acitan reçetelerinle tedâvî olmak istiyorum. Kimi zaman senden hiç ayrilmamak kimi zaman da hiç karsilasmamayi diliyorum. Ne garip degil mi?
Ey dost!
O kadar yakinimdasin ki; beni sen sanirim. Sana o kadar yakinim ki; seni kendim sanirim. Bagisla saskinligimi. Bu hâlime anlam vermekte oldukça zorlaniyorum.
Âsik bir gönlün serzenisini andiriyor benimkisi:
"Bana öyle yakinsin ki Seni ben sandim Sana öyle yakinim ki Beni sen sandim Sen mi bensin?Ben mi senim?
Ey dost!
Ancak seni görünce yüzüm gülüyor. Senin lâtif varligin ve gönül çalan güzelligin karsisinda çâresizim. Bakislarin bana mutluluk veriyor.... | |
|