--------------------------------------------------------------------------------
Paulo Coelho “Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın. Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır; Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şeyi var gücüyle dayatmak.” diyor.
Hiç nedensiz yere mutlu oldunuz mu? Daha doğrusu olabilmeyi başarabildiniz mi? Hayatta mutlu olacak o kadar çok şey var ki, yeter ki biz ona o gözle bakalım. Her şey gözümüzün önünde, yanı başımızda, fakat onları bir türlü göremiyoruz.
Çocukken sahip olduğumuz yetenekleri büyüdükçe kaybediyoruz.
Büyüdük, sorgulama gücümüzü kaybettik.
Büyüdük, gözlem becerimizi kaybettik.
Büyüdük, umutlarımızı kaybettik.
Büyüdük, yaşamı olduğu gibi görme yeteneğimizi kaybettik.
Büyüdük, heyecanımızı, coşkumuzu kaybettik.
Büyüdük, karşılıksız, içten verme zenginliğimizi kaybettik.
Büyüdük, yüreğimizi kaybettik.
Büyüdük, düşlerimizi kaybettik.
Büyüdük, işbirliğini kaybettik.
Büyüdük, kendimizi kaybettik.
Büyüdük, güvenimizi kaybettik.
Büyüdük, uyum yeteneğimizi kaybettik.
Büyüdük, gerçek dostluğu kaybettik.
Büyüdük, duygularımızı kaybettik.
Peki, büyümenin karşılığında ne kazandık?
Sıradan bir yaşam...
Bazen üzülüyorum büyüdüğüme. Çocukken her zaman büyümek isterdim. Hem de hemen büyümek. Çünkü çocukken bize “Sen anlamazsın, sen daha çocuksun” derlerdi. “Çocuk dediğin....... yapar” diye bize kuralları, kendi doğrularını dayatırlardı. Büyüklerin dünyasına girebilmek için büyümek isterdim.
Büyüdüm. Şimdi pişmanım. Eminim pişman olan çok insan vardır. Şimdi çocukluğumuzdaki yeteneklerimizi büyüdükçe kaybetmesek daha mutlu, huzurlu, kendi ile barışık, başarılı bir hayat sürebileceğimize inanıyorum.
Neden büyüdük ki?
Fakat bunu çocukken düşünemezdik elbette. Büyüyünce bir halt olabileceğimize inanırdık hep birlikte. İşte bir halt olamadık. Bir halt olduğunu sananlar varsa, mutlular mı, huzurlular mı, kendileri ve çevreleri ile barışıklar mı ona baksınlar. Hayata çocuk gözü, çocuk yüreği, çocuk beyni ile bakmayı tekrar öğrenmeliyiz.
Çocuklar sorarak öğrenirler. Meraklarının sonu yoktur.
Çocuklar dokunarak, yaşayarak, deneyerek, yaparak öğrenirler. Çocukların yüreklerinde kötülük yoktur, çıkar yoktur.
Çocuklar kötülükleri hemen unuturlar. Kin tutmazlar.
Çocuklar farklı olmayı göze alırlar, farklı olmaktan çekinmezler.
Çocuklar eleştiriyi kabul eder, sizi dinlerler.
Çocukların her şeyi hatasız yapma takıntıları yoktur. Hatalardan doğruları öğrenirler.
Çocuklar yeni şeyler keşfetme maceralarına çıkarlar.
Çocuklar kötülük, yanlışlık, mutsuzluk, sınırlama, engellenme adına ne öğrenirlerse büyümüş çocuklardan öğrenirler.
Çocukluklarını unutmuş büyüklerden öğrenirler.
Çocukluğunu unutmuş olanlar, içindeki çocuğu öldürmüş olanlar çocuklara da çocukluğunu unuttururlar.
Çocuklar yanı başımızda. Onlardan bir şeyler öğrenebiliriz. Hayata çocuk gözü ile bakmayı deneyebiliriz. Hiç olmazsa bir kez yapabiliriz bunu. E. E. Cummings’in dediği gibi, gözlerimizin gözlerini açma zamanı gelmedi mi?