Ol der ve olur!’…
Sözün bittiği yerdir ve kalemler durur. Azametinin tescilidir, satırlar kırılır, dökülür…
Kûn…
Sözün başladığı yerdir!Kalbimden geçenlerin kağıda vurduğu, kalemimin lafzını haykırışa başladığı yerdir.’Ol der ve olur!’ ya her şey…Kelamıma ‘ol’ dediği yerdir…
Bütün yasakların yasak olduğu,lafzının kelimelere büründüğü, her şeyin O’nun olduğu yerdir Kûn!’Olma’ nın sorumluluğunu taşımaya başladığım an…Vâr oluşumun sebeb-i ziyaretini tefekkür ettiğim zamandır…Ve uçsuz bucaksız düşüncelerimi dizginlemeye çalıştığım, gözümün yaşını kelamımla sildiğim, semanın güzelliğinde O’nu fark edip de korkumu dindirdiğim yerdir Kûn!
‘Ol der ve olur!’
ya, gem vurulamayan hissiyâtın yaratılışı da vuku bulur!Kûn…O’nun ‘ol’ busesi…Hazin namelerini arza indirdiği vakit yaşlarımla yanaklarımdan öptüğü busesi…Benim yerimdir…Evvelim, ahirim, ezelim, ebedimdir…Kûn!...