İstanbul'da son 50 yılın en şiddetli kışı (2004) - Yavuz Sultan Selim Hânın Ridaniye Zaferi (1517)
Ana babasının veya ikisinden birinin kabrini her Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur. Haklarını ödemiş olur. Hadîs-i şerîf
ÂYET Bakara Sûresi
Medine'de inmiştir. 286 ayettir. Kur'an'ın en uzun süresidir. Adını, 67-71. ayetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sığırdan alır. Yalnız 281.ayeti Veda Haccında Mekke'de inmiştir. İnanca, ahlaka, ve hayat nizamına dair hükümlerin önemli bir kısmı bu sürede yer almıştır.
51- Hani bir zamanlar Musa'ya kırk gecelik vaad verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz.
52- Sonra yine de sizi affettik, artık şükretmeniz gerekiyordu.
53- Ve hani bir zamanlar Musa'ya o kitabı ve furkanı verdik, gerekirdi ki, doğru yolda gidesiniz.
54- Hani bir zamanlar Musa kavmine dedi ki; Ey kavmim cidden siz o buzağıyı put edinmekle kendi kendinize zulmettiniz, bari gelin Rabbinize tevbe ile dönün de nefislerinizi öldürün. Böyle yapmanız Bârî Teâlânız katında sizin için hayırlıdır, böylece tevbenizi kabul buyurdu. Gerçekten de o Tevvab ve Rahîm'dir.
55- Hani bir zamanlar "Ey Musa biz Allah'ı açıkça görmedikçe senin sözünle asla inanmayacağız." demiştiniz de bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı ve siz de bakakalmıştınız.
Günün Hadisi
Hz.Peygamber ( s.a.v.) : '' Cennete baktım, cennetliklerin en çoğunun fakirler olduğunu gördüm.Cehenneme baktım, cehennemliklerin en çoğunun kadınlar olduğunu gördüm.'' buyurmuştur.
Günün Duası Cuma Namazından Sonra Duâ
İmam-ı Suyûtî el-Câmi'u's-sağîr'inde rivâyet eder ki: Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Kim cum'a namazından sonra -konuşmadan ve kalkmadan- ihlâs sûresini, Felâk sûresini ve Nâs sûresini yedişer defa okursa Allah Teâlâ onu gelecek cum'aya kadar, zarar verici şeylerden muhafaza buyurur," (18) Her namazdan sonra: Li-îlâfi Kureyş Sûresi sabah ve akşam veya beş vakit namazın akabinde en az onbir kerre okunmağa devam edilirse bi-iznillahi Teâlâ kişinin hayat tehlikesinden emin kalacağını İmam Rabbânî Mektûbat'ında haber veriyor.
(18) el-Câmiu's-Sağir.
GÜNÜN SÖZÜ
"[size=16]Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır." Hz. Mevlânâ
[/size]
GÜNÜN NASİHATİ Kanaat eden kimse, aç da olsa zengindir. Mal hırsına kapılan kimse, çok malı bulunsa da da fakirdir." Hâris Muhâsbî
TERK EDİLEN SÜNNETLER
Zamanımızda terk edilen çok sünnet vardır. Bir hadîs-i şerîf meali şöyledir: “Ümmetim bozulduğu zaman sünnetime sarılana yüz şehit sevabı vardır.”[Taberani, Hâkim] Bilhassa şu sünnetler daha çok terk ediliyor: Müsafeha etmek, yani sünnete uygun tokalaşmak unutulmuştur. Sakal, sünnet üzere bırakılmıyor. Namazlarda başı örtmeye önem verilmiyor. Abdestte eller ve ayaklar üç defa yıkanmıyor. Parmak araları üç defa hilâllenmiyor. Aksıran Elhamdülillah demiyor. Dinde öyle bir şey olmadığı hâlde, Çok yaşa deniyor. Hâlbuki elhamdülillah demesi sünnet, bunu duyan Müslümanın da Yerhamükellah demesi farzdır. Selâm sünnete uygun verilmiyor. Bu sünnet de unutulmuştur. Yalnız tanıdıklara selâm vermek ise, kıyamet alâmetidir. Câmiye giren, Kur’ân ve tesbih okunmuyorsa oradakilere selâm vermiyor. Câmide selâm verilmez sanılıyor. Abdestte kaplama, yani başın tamamı mesh edilmiyor. Malikî ve Hanbelî’de kaplama mesh farz olduğu hâlde, bu sünnet genelde yapılmıyor. Sadece farzla iktifa ediliyor. Duâda eller sünnet üzere açılmıyor. Cenaze namazı olduğu zaman sünnet olan tesbihler terk ediliyor ve Âyet-el kürsî okunmuyor... Bir sünneti ihya edene 100 şehit sevabı verildiğine göre, bir farzı ihya edene ne kadar çok sevap verileceği düşünülerek, bilhassa farzlar hiç ihmal edilmemelidir.
KISSADAN HİSSE
Tuz ve Su Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.
- "Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle:
- "Acı" diye cevap verdi.
Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:
- "Tadı nasıl?" "Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.
- "Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam, "Hayır" diye cevapladı çırağı.
Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
- "Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
GÜNÜN TARİHİ - RİDÂNİYE ZAFERİ
22 Ocak 1517’de Osmanlı Ordusu, Memlûklere karşı Kâhire yakınında Ridâniye mevkiinde yapılan Ridâniye Savaşı’nı kazanmıştı. Yavuz Sultan Selim Hânın kumandasındaki ordu, Mercidabık zaferinden sonra, Ridâniye’de kazandığı bu zaferle Memlûklere son darbeyi de indirip Mısır’ın fethini tamamlamıştı. Yavuz Sultan Selim Hân, Mısır’la birlikte halîfeliği de almıştı. Bundan sonra 407 yıl, halîfelik Osmanlı hânedânında kaldı.
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZ.
Birden gördüm; Bir sinek, elime kondu, emânetullah olan gözünü, yüzünü, kanatlarını güzelce temizlemeye başladı. Os. Lem'alar - 656
Hakikat Damlaları
İnsan kayıp gitmekten korkarak bir ipin üzerinde yürüyor gibi hareket etmeli, düşmemek için de Allah’a çok sığınmalıdır. ÇOCUKLARINIZA İSİMLER Erkek : Emin - Kız : Emine
HiRaNuR
Site Yöneticisi
Ruh Hali : Lakap : AyNuRRep Gücü : 1000165 Nerden : istanbul
Konu: Geri: 22-OCAK-2010 Cuma Ocak 22, 2010 4:07 pm