islamgezginleri
hos geldiniz lütfen üye olunuz

islamgezginleri
hos geldiniz lütfen üye olunuz

islamgezginleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

islamgezginleri


 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
En son konular
» EN ESKİ VE EN GUVENİLİR
müslümanın duruşu Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2017 9:51 am tarafından furkan54

» EN ESKİ VE EN GUVENİLİR
müslümanın duruşu Icon_minitimeCuma Şub. 10, 2017 9:49 am tarafından furkan54

» Allah Kötülüğü De İyiliği De Murad Eder
müslümanın duruşu Icon_minitimePaz Ocak 20, 2013 8:10 pm tarafından Selsebil

» Allah Her Şeyi Önceden Yazı İle Yaratır
müslümanın duruşu Icon_minitimePaz Ocak 20, 2013 8:09 pm tarafından Selsebil

» Nefsin mertebeleri
müslümanın duruşu Icon_minitimePaz Ocak 20, 2013 8:05 pm tarafından Selsebil

» İnsanda bir kemik hariç hepsi çürür
müslümanın duruşu Icon_minitimeÇarş. Ara. 26, 2012 8:41 pm tarafından Selsebil

» ----İnsan----
müslümanın duruşu Icon_minitimeÇarş. Ara. 26, 2012 8:21 pm tarafından Selsebil

» Kalbin Manevi Halleri
müslümanın duruşu Icon_minitimeÇarş. Ara. 26, 2012 7:58 pm tarafından Selsebil

Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
TakvimTakvim
ONLİNE HAC REHBERİ
3D MEKANLAR

 

 müslümanın duruşu

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Selsebil
Site Yöneticisi

Site Yöneticisi



Ruh Hali : müslümanın duruşu Secilm10
Lakap : islamgezginleri
Rep Gücü : 1396
Nerden : Topraktan

müslümanın duruşu Empty
MesajKonu: müslümanın duruşu   müslümanın duruşu Icon_minitimeCuma Ocak 29, 2010 1:29 pm

Müslüman her zamanda ve zeminde duruşu, tavrı, kişiliği ile belirginleşerek, kendini ispat eder. Yani toplum içine nazar edildiğinde kimlerin Müslüman, kimlerin gayri Müslim oldukları net ve belirgin olmalıdır. Müslüman’ın diğer insanlardan farkı olmalı.

İlk önce Rabbinin huzurunda Müslüman nasıl olmalı ona bakalım. Müslüman Elest bezminde vermiş olduğu “Belâ” sözünün arkasında olmalıdır. Rab olarak yalnız ve yalnız müslümanın duruşu Allahim’ı bilmeli, O’ndan gayrisini asla İlah-Rab edinmemelidir. Çünkü Müslüman hergün günde en az kırk defa müslümanın duruşu Allahim’a böyle bir söz veriyor. “İyyake ne’budu ve iyyake nestaîn” Yalnız sana kul oluyor ve yalnız Sen’den yardım diliyoruz Rabbimiz” diye müslümanın duruşu Allahim’ımıza söz veriyoruz. İşte bu sözümüzün arkasında mıyız?

Acaba müslümanın duruşu Allahim’tan gayri kimlerden yardım istiyoruz? Kimin önünde el pençe divan duruyoruz. Müslüman sadece ve sadece müslümanın duruşu Allahim’ın huzurunda eğilmelidir.

Oysa bugün düzen maalesef insanları kula kul olur hale getirmiştir. Birileri işlerini gördürmek ve şahsi çıkar sağlamak için birilerine kul köle olmuş durumdadır. İş bununla da kalmayıp, bir de zalimlerin destekçileri olmuş durumdadırlar. Bu herkesin gözleri önünde cereyan eden bir gerçektir.

Müslüman’ın duruşu, Nemrud karşısında Hz. İbrahim (A.S.)’ın duruşu gibi olmalıdır. Ki O, bütün ihtişamına ve dünyalık gücüne rağmen Nemrud’a asla boyun eğmedi ve Sırat-ı Müstakim’den ayrılmadı. Sadece ve sadece müslümanın duruşu Allahim’a yönelerek ve müslümanın duruşu Allahim’a güvenerek Nemrud’un ateşine gözünü kırpmadan atıldı da Rabbi Teala, O’nu selamete çıkardı. Müslüman da Hz. İbrahim (A.S.)’ın yolunda giderek dünyada hükümranlık kurmaya çalışan zalimlere asla boyun eğmemeli ve yalnızca müslümanın duruşu Allahim’a kul olmalıdır.

Güvencesi müslümanın duruşu Allahim olan bir kul bilmeli ve inanmalıdır ki, dünyadaki krallığını ilan etmiş zalim bir kişiyi bir topal sivrisinek ile Rabbimiz helak edecek güç ve kuvvetin yegane sahibidir.

Müslüman’ın duruşu, Hz. Musa (A.S.)’ın Firavun karşısındaki duruşu gibi olmalıdır. İlahlık iddiasında olan bir zalim hükümdar Firavun karşısında dimdik durarak, müslümanın duruşu Allahim’ın dinini tebliğ eden, bütün güç, kuvvet ve sihirleri karşısında tek güvencesi müslümanın duruşu Allahim olan Hz. Musa (A.S.) yine bütün zorluklara rağmen galip gelmiştir.

Bütün mücadelesi Rıza-i İlahi için olan her inanmış kulun önüne çıkan bütün engelleri, Aziz ve Celil olan müslümanın duruşu Allahim (cc), denizi ortasından ikiye ayırarak yolundaki bütün engelleri kaldıracaktır. Yeter ki O’na güvensin O’na dayansın.

Yine Müslüman’ın duruşu, Ebu Cehiller ve Ebu Lehebler karşısında “Güneşi bir elime, ayı öbür elime verseniz davamdan vazgeçmem” diyen Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz gibi olmalıdır.

Yolu Sırat-ı Mustakim, Dayanağı müslümanın duruşu Allahim (cc) olan Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.), çektiği o kadar çileye rağmen birkez dahi olsun şikayet etmedi, geleceğe hep umutla baktı ve mutlak galibiyetin sahibi oldu.

Günümüze geldiğimizde Müslüman Ayet ve Hadisler ışığında yoluna devam etmeli, asla dosdoğru yolundan ayrılmamalıdır.

Evvela Müslüman korkak olmamalıdır. Çünkü her şeyin Hakimi olan müslümanın duruşu Allahim (cc), bütün insanlara olduğu gibi bize de şah damarımızdan daha yakındır. Ne düşündüğümüzü, ne hissettiğimizi, ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı herkesten daha iyi O bilmektedir. Kadir’i Mutlak’tır. Her şeye gücü yetendir.

Bugün Müslümanları gerçek kimliklerinden uzakta yaşamaya iten nedir? “Şarkta bir Müslüman’ın ayağına diken batsa, garptaki bunu yüreğinde hissetmezse gerçek iman etmiş sayılmaz” mealindeki hadisi şerif gereği, neden din kardeşlerimizin dertleriyle hemdert olmuyoruz? Dünyanın her bölgesindeki Müslüman din kardeşlerimiz küfrün pençesi altında inim inim inlerken onlar için ne yapıyoruz? Başımızı ellerimizin arasına alıp uzun uzun düşünmeliyiz. Ne kadar Müminiz ve ne kadar Müslümanız?

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”

Hitap hepimize ve işte Müslüman için duruşunu belirten bir Hadisi Şerif. Gördüğümüz haksızlık karşısında yine Hadisi Şerif ışığında hareket etmek mecburiyetindeyiz. Bakınız ne kadar güzel uyarıyor müslümanın duruşu Allahim’ın Resulü (S.A.V.) bizleri…

“Sizden her kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin; buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin, ki bu, îmânın en zayıf derecesidir”

Müslüman hiçbir şekilde tarafsız olamaz. Her zaman ve zeminde tarafını belli etmek zorundadır. İyilikle kötülüğü, haksızlıkla haklılığı ayırt etmek ve her zaman haklının yanında olmak zorundadır. Bu dinimizin bir emridir.

Gördüğü haksızlık, kötülük karşısında dimdik olmalı Müslüman ve o kötülüğü izale etmek için çalışmalıdır. Gücü nisbetinde, eliyle, diliyle, kalbiyle.

Sakın dördüncüsü olmasın ki bundan sonra imandan zerre miskal bulunmadığı yine Hadisi Şerifte buyurulmaktadır. Yani kötülüğün yanında, tarafında olmamalıdır.

Yine Müslüman, iyiliği emredip, kötülükten nehyetmekle mükelleftir. Hadisi Şerifte Efendimiz açık bir şekilde ikaz ediyor:

“Bana hayat bahşeden Allâh’a yemin ederim ki, siz ya iyiliği emreder kötülükten nehyedersiniz ya da müslümanın duruşu Allahim kendi katından üzerinize bir azap gönderir de o zaman duâ edersiniz fakat duânız kabûl edilmez”

Herşey açık, ya emri bil maruf nehyi anil münker, ya da azap. Peki Müslüman ne kadar daha kabuğuna çekilmiş olarak yaşayacak. Ne zamana kadar “banane” diyecek. müslümanın duruşu Allahim sonumuzu hayır etsin. Ya gidişatımızı düzelteceğiz, ya da azaba uğrayacağız.

Müslüman’ın Davranışını belirleyen Hadisi Şerif: "Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekabet etmeyin, hasedleşmeyin, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey müslümanın duruşu Allahim`ın kulları, müslümanın duruşu Allahim`ın emrettiği şekilde kardeş olun. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona (ihanet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak, müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her Müslüman’ın malı, kanı ve ırzı diğer müslümana haramdır. müslümanın duruşu Allahim sizin suretlerinize ve kalıblarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva şuradadır -eliyle göğsünü işaret etti- : Sakın ha! Birinizin satışı üzerine satış yapmayın. Ey müslümanın duruşu Allahim`ın kulları kardeş olun. Bir Müslüman’ın kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz."

Müslüman Kuran ve Sünnet ışığında her zaman ve zeminde duruşunu sergilemeli, asla bunların dışına çıkmamalıdır. Aksi halde kaybeden taraftan olur ki Rabbim cümlemizi muhafaza buyursun.

"Biz müslümanın duruşu Allahim'ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası müslümanın duruşu Allahim'ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz"

müslümanın duruşu Allahim’ın boyası İslam’dır. İslam, müslümanın duruşu Allahim’ın insanlar üzerindeki görmek istediği bir boyadır, bir renktir. Öyleyse gelin hep birlikte müslümanın duruşu Allahim’ın boyasıyla boyanalım, müslümanın duruşu Allahim’ın üzerimizde görmek istediği renklere bürünelim.

müslümanın duruşu Allahim yaratmış olduğu bütün insanların üzerinde kendi boyası olan Hak Din İslam’ı görmek istiyor. Bunun için bütün zamanlarda her millete kendi içinden Peygamberler göndermiştir. Peygamberleri vasıtasıyla da insanların Kendi yoluna uymalarını, aksi taktirde helak olacaklarını bildirmiştir. Hak yola gidenler kurtuluşa ermiş, batıl yola gidenler de ebedi helake uğramışlardır. Son Peygamber olarak ta Hz. Muhammed (S.A.V.)’i bütün insanlığa göndermiş, herkesin O Peygamberin izinde yürümesini murad ederek, insanları son kez uyarmıştır.

İşte son Peygamber olarak gönderilen Efendimizin yolunda yürüyenler bizzat müslümanın duruşu Allahim’ın boyasıyla boyananlardır. Onlardır gerçek kurtuluşa erenler.

Hakiki Müminler, müminleri yüzlerinden tanırlar. Çünkü onda müslümanın duruşu Allahim’ın nuru, müslümanın duruşu Allahim’ın boyası vardır.

Mümin her yerde mümindir, asla kimlik ve kişilik değiştirmez. Ayrıca yine mümin kimliksiz ve renksiz olamaz.

Müslüman her yerde ve her ortamda rengini belli etmeli, Kimliğini ortaya koymalı, her zaman haklının yanında, zalimin karşısında olmalıdır.

Bugün dünyada yaşayan olaylara baktığımızda maalesef Müminler renklerini ve kimliklerini belli etmekten korkar hale gelmişler, bu renksizlikten faydalanan gayri Müslimler ise ellerinden geldiğince bizlerin üzerine yüklenmekteler. Bunun sorumlusu bizleriz. Çünkü bizler bize emredildiği şekilde İslam’ı yaşamıyoruz. Yine bize emredildiği şekilde müslümanın duruşu Allahim’ın boyasına bürünmüyoruz.

Kendi içimizde ‘emri bil maruf ve nehyi anil münkeri’ yaşamıyoruz ki kalkıp gayri Müslimlere İslam’ı tebliğ edelim. İslam yaşanarak yayılan bir dindir. Yaşamadan başkasına tebliğ etsek te tebliğimiz cevap bulmaz. Onun için en başta kendimiz Mümin rengine bürüneceğiz, daha sonra da çevremizdeki insanlar bizim boyamızla boyanacak Mümin olacaktır.

Demek ki tebliğin ilk şartı bizzat yaşamaktır. Yani Mümin zaten dininin gereğini yaşasa bizzat İslam’ı tebliğ etmiş olacak ve etrafına gülün koku yayması gibi güzellikler yayacak, çevresini İslam ile aydınlatacak ve İslam’ın yayılmasını sağlayacaktır. Aksi taktirde İslam’a zarar verecek, yaşamadığı gibi yaşanmasına da engel olacaktır.

Çünkü her Müslüman bulunduğu yerde İslam’ın bir bekçisidir ve her Müslüman gözünü dört açmalı ki bulunduğu yerden İslam’a bir fitne – zarar sızmasın.

Kuran neyi emrediyorsa onu yaşamak her Müslüman üzerine farzdır. Kuran bireysel hayata olduğu gibi toplumsal hayata yönelik te emirleri ve yasakları vardır. İşte bu emirler ve yasaklar yaşandığında toplum, “İslam Toplumu” olacaktır.

İslam’ın toplum hayatına nakşedilmesiyle hayatın bütün güzellikleri ve saadeti tüm toplumu kaplayacak, huzur, refah toplumu meydana gelecektir.

İslam birliği emrediyor, bizler ayrılıktayız. İslam Cihadı emrediyor, bizler cihaddan bihaber yaşıyoruz. İslam ‘emri bil maruf ve nehyi anil münker’i emrediyor, bizler ‘banane’ deyip geçiyoruz. Daha niceleri…

Hani İslam toplumu, Hani müslümanın duruşu Allahim’ın boyası toplum olarak üzerimizde görebiliyor muyuz?

müslümanın duruşu Allahim’ın boyasının tezahürü, müslümanın duruşu Allahim’ın emir ve yasaklarıyla görülebilir. Birey olarak ve toplum olarak müslümanın duruşu Allahim’ın emir ve yasaklarıyla muamele edildiğinde İslam’ın rengi zuhur eder.

Sonuç olarak Rabbimiz bizleri bu kısa dünya hayatına imtihan için gönderdiğini biliyoruz. Öyleyse son nefesimizi vermeden mutlaka müslümanın duruşu Allahim’a kulluk etmeli, sadece O’na dayanmalıyız. Aksi halde kaybedenlerden ve farklı boyayla boyananlardan oluruz ki Rabbim cümlemizi muhafaza eylesin

Rabbim`in rızasına uyan kullardan oluruz inşamüslümanın duruşu Allahim
müslümanın duruşu Allahimın rızasını gözeterek sadece onun razı olacagı şekilde yaşarız inşamüslümanın duruşu Allahim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
güller
Gelişmiş üye
Gelişmiş üye
güller


Ruh Hali : müslümanın duruşu Sakin10
Lakap : güller
Rep Gücü : 1693
Nerden : Dünya misafirhanesinde yolcu.

müslümanın duruşu Empty
MesajKonu: Geri: müslümanın duruşu   müslümanın duruşu Icon_minitimeCuma Ocak 29, 2010 4:32 pm

Rabbim`in rızasına uyan kullardan oluruz inşamüslümanın duruşu Allahim
müslümanın duruşu Allahimın rızasını gözeterek sadece onun razı olacagı şekilde yaşarız inşamüslümanın duruşu Allahim

Amin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hakikatdamlalari.net/
HiRaNuR
Site Yöneticisi

Site Yöneticisi
HiRaNuR


Ruh Hali : müslümanın duruşu Geveze10
Lakap : AyNuR
Rep Gücü : 1000165
Nerden : istanbul

müslümanın duruşu Empty
MesajKonu: Geri: müslümanın duruşu   müslümanın duruşu Icon_minitimeÇarş. Şub. 03, 2010 12:11 pm

Amin inşaAllah
Allah razı olsun...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://darulislam.pforum.biz/forum.htm
 
müslümanın duruşu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
islamgezginleri :: (¯`·.(¯`·.Kur'an-ı Kerim.·´¯).·´¯) :: KUR'AN-I KERİM-
Buraya geçin: