Osmanlılarda ilk matbaanın kuruluşu (1729) - TV'nin Ankara'da ilk yayını (1968) - Hamsîn'in başlangıcı
[Gündüzün uzaması 3 dak. - Ezânî sâat 2 dakika geri alınır.]
Sen cimrilik ederek malı tutma ki, senden de mal esirgenmesin. Hadîs-i şerîf
AYET
El-BAKARA
Medine'de inmistir. 286 (ikiyüzseksenalti) âyettir. Kur'an'in en uzun sûresidir. Adini, 67-71. âyetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sigirdan alir. Yalniz 281. âyeti Veda Haccinda Mekke'de inmistir. Inanca, ahlâka ve hayat nizamina dair hükümlerin önemli bir kismi bu sûrede yer almistir.Hicretten sonra nazil olmustur. 286 ayettir.
96- Elbette onları insanların hayata en hırslı, en düşkün olanları olarak bulacak, hatta müşriklerden bile daha düşkün bulacaksın. Onların her biri bin sene ömür sürmeyi arzular, oysa uzun yaşamak kendisini azaptan kurtarıp uzaklaştıracak değildir. Allah, onların neler yaptığını görüp duruyor.
97- Söyle; her kim Cebrail'e düşman ise iyi bilsin ki, Kur'ân'ı senin kalbine Allah'ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi.
98- Her kim Allah'a, Allah'ın meleklerine, peygamberlerine, Cebrail ile Mîkâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki, Allah da o kâfirlerin düşmanıdır.
99- Şanım hakkı için sana çok açık âyetler; parlak mucizeler indirdik. Öyle ki, iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkâr etmez.
100- O fasıklar hem bunları tanımıyacaklar, hem de ne zaman bir ahd üzerine antlaşma yapsalar, her defasında mutlaka içlerinden bir güruh çıkıp onu bozacak ve atıverecek öyle mi? Hatta az bir güruh değil, onların çoğu ahit tanımaz imansızlardır.
Allahumme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammed ve ala âlihi ve ashâbihi ve sellim
DUA
[center]Secde Ayeti Okununca Yapılacak Duâ
Bilindiği üzere Kur'ân-ı Kerîm'in (ondört) yerinde secde ayeti vardır. Kur'an okuyan kimse bu ayetlere rastgelince dikkat çeker, secde ayetini okuyunca hemen duraklar. Kalkar, ellerini yanına salıverilmiş halde tekbir alır, namaz secdesi gibi secdeye iner. Secdede üç defa "Sübhâne Rabbiye'l-alâ" der, yahut: "Sübhâne Rabbinâ in kâne vâdü Rabbinâ lemef'ûla." der. Sonra yine tekbir alarak başını kaldırır, böylece secde ayetini okuması sebebiyle yüklendiği secde mükellefiyetini yerine getirmiş olur. Secdeden kalkınca: "Gufrâneke Rabbenâ ve ileyke'l-masîr." ayeti (dua makamında) okunur.Şayet, ayet okunduğu, yahut dinlendiği halde, o anda secde yapılamayıp sonraya tehir edilecekse, bu defa sadece şu duâ okunur. "Semi'nâ ve etâ'nâ, gufrâneke Rabbenâ ve ileyke'l-masîr."
BİR SÖZ İyi veya kötü, ağzından çıkan her sözün hesabı vardır. Evzâî Rahmetullahi Aleyh
NASİHAT Ey Şit! Oğullarına söyle: Dünyaya ayrılmayacaklarmış gibi bakmasınlar. Buradan bir gün göçüp gideceklerini düşünsünler. Ben de Cennetten ayrılmayacağım diye düşünmüştüm.
ÇOCUĞUNUZA İSİMLER
Erkek : Musa - Kız : Gamze
BİR KISSA
[b]BUNLAR ŞARAPTI Kâdı Yâkûb şöyle anlatır:
Birgün Şam'da bir mescidin kenarındaydım. Orada bir köprü vardı. Hava çok sıcaktı. Abdullah el-Yuneynî, abdest almak için dereye indi. O sırada bir nasrânî, şarap yüklü katırı ile köprüden geçiyordu. Katır bir ara ürktü ve yük yere yıkıldı. Çevrede başka kimse yoktu. Abdullah el-Yuneynî, yukarı çıkıp bana; "Yükü yüklemeye yardım et!" dedi.
Nasrânîye yardım ettim ve yükü katıra yükledik. Nasrânî, oradan uzaklaşıp gitti. Kendi kendime; "Bu zât böyle yapmamı niye istedi?" diye düşündüm. Sonra nasrânîyi tâkib ettim. Nasrânî, katırıyla şarap satan bir dükkânın önüne geldi. Katırdaki yükü indirip açtı. Hepsi sirke olmuştu. Şarap satıcısı; "Yazıklar olsun sana! Senden şarap getirmeni istedim. Bunlar sirke!" dedi.
Nasrânî hayretten dona kalmıştı. Şaşkınlığından ağlamağa başladı ve; "Bunlar şaraptı. Fakat neden sirke oldu sebebini anladım!" diyerek hemen katırını bir yere bağladı. Doğru Abdullah bin Abdülazîz hazretlerinin dergâhına koştu. Huzûruna girer girmez: "[b]Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühü." diyerek müslüman oldu ve artık huzûrundan ayrılmayıp talebeleri arasına girdi. (1)
Kaynak: 1) Evliyalar Ansiklopedisi, İhlas[/b]
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZLER.
Yâ Rabbi, ben senin isminin yardımıyla ve O'nun bereketiyle okuyacağım. Emirdağ 2 L. - 97
.
Hakikat Damlaları *** Ne olur Allah’ım! Nezd-i uluhiyetinde makbul insan nasıl oluyorsa bana da o şekilde olmayı lutfet! ***
MANZUM ŞİİR - HOCA
Hoca eşeğe binmiş, Köyüne gidiyormuş. Aksilik ya, eşeğin, Birden inadı tutmuş.
Nere çekse, tersine, Gidiyor-koşuyormuş. Azgın eşek bu hâlde, Hocamızı çok yormuş.
O sırada bir yolcu, Olanları gözlemiş. Ve sonra da telâşla: -Hocam nereye? demiş.
Adamın sözlerini, Hoca mânâlı bulmuş. Fakat elinde değil, İşte olanlar olmuş.
Eşeğini okşayıp, Adama gülümsemiş. Ne yapsın böyle bir iş, İlk kez başına gelmiş.
Sonra, adama dönmüş, Eşeği zaptederek. Demiş: “Her şey hâllolur, Can evinden severek!
Bilirim inanırsın, Benim gibi kadere. Şimdilik gidiyorum, Onun dediği yere!”