Osmanlı Hânedanının sınır dışı edilmesi (1924) - Hilâfet'in kaldırılması ve Diyânet İşleri Başkanlığının kurulması (1924)
[/center]
[Gündüzün uzaması 2 dak. - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.]
Bol yemek yedirmek, herkese selâm vermek ve dine uygun konuşmak, mağfireti gerektiren sebeplerdendir. Hadîs-i şerîf
ÂYET Bakara Sûresi
[/center]
Medine'de inmiştir. 286 ayettir. Kur'an'ın en uzun süresidir. Adını, 67-71. ayetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sığırdan alır. Yalnız 281.ayeti Veda Haccında Mekke'de inmiştir. İnanca, ahlaka, ve hayat nizamına dair hükümlerin önemli bir kısmı bu sürede yer almıştır.
246- Baksana, İsrail oğullarının Musa'dan sonra ileri gelenlerine! Hani onlar, bir peygamberlerine: "Bize bir kumandan gönder de Allah yolunda savaşalım..." dediler. O da: "Size savaş farz kılınırsa, acaba yapmamazlık eder misiniz?" dedi. Onlar: "Bize ne oldu da yurtlarımızdan çıkarıldığımız ve çocuklarımızdan ayrıldığımız halde Allah yolunda savaşmayalım?" dediler. Bunun üzerine savaş kendilerine farz kılınınca da onlardan pek azı hariç, yüz çevirdiler. Ama Allah, o zalimleri bilir. 247- Peygamberleri onlara: "Allah, size hükümdar olmak üzere Talût'u gönderdi." demişti. Onlar: "Ona bizim üzerimize hükümdar olmak nereden geldi? Oysa hükümdarlığa biz ondan daha lâyıkız, ona maldan bir genişlik, bir bolluk da verilmemiştir." dediler. Peygamberleri de "Onu sizin başınıza Allah seçmiş ve ona bilgi ve vücut bakımından bir güç, bir genişlik vermiştir." dedi. Hem Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir, o her şeyi bilir. 248-Peygamberleri, onlara şunu da söylemişti: Haberiniz olsun, Onun hükümdarlığının alâmeti, size o tabutun gelmesi olacaktır ki onda Rabbinizden bir sekine (sükûnet, gönül rahatlığı), Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiyye (kalıntı) vardır. Onu melekler getirecektir. Eğer iman etmiş kimselerden iseniz, bunda sizin için kesin bir ibret, bir alâmet vardır. 249-Talut, ordu ile hareket edince dedi ki: "Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse, benden değildir. Kim de onu tatmazsa, işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka (bu kadarına ruhsat vardır)." Derken içlerinden pek azı hariç, hepsi de varır varmaz ondan içtiler. Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde. "Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok." dediler. Allah'a kavuşacaklarına inanıp, bilenler ise şu cevabı verdiler: "Nice az topluluklar, Allah'ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir." 250-Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!"
HADİS
[center][center][size=16]لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız
Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56
[/center] [/size]
DUA
Yüceler yücesi Allah'ımız!
Sen'den bize nezdindeki nurlardan bir nur göndermeni ve onunla zâhir-bâtın bütün hislerimizi nurlandırmanı, gönüllerimizi ağyar ve masiva karanlıklarından arındırmanı ve yürüyeceğimiz yolları, insanlığa en mümtaz rehber olarak seçip vazifelendirdiğin habibin Muhammed Mustafa'nın nuruyla ışıklandırmanı diliyoruz.
Efendimiz Hazreti Muhammed'e salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz...
Amin..Amin..Amin
SÖZ
Çakıl taşlarını güzelleştiren şey çekiç darbeleri değil,suyun okşayışıdır.
NASİHAT
Hakîkatı anlayana kadar din kardeşinin davranışını iyiye yor.
KISSADAN HİSSE[/center]
SALEVÂT-I ŞERÎFE
Birgün Yahudinin biri, iki yalancı şahit buldu ve Peygamber efendimize gidip dedi ki:- Yâ Muhammed! Eshâbından şu zât, benim devemi çaldı. İşte şahitlerim de burada.Peygamber efendimiz şahitlere sordu; “Doğru” dediler. Eshâb-ı kirâmdan olan o zâtı çağırtıp, buyurdu ki:- Bak hakkında şikâyet var. - Ne oldu yâ Resûlallah? - Sen bu gece bir deve çalmışsın. - Ben mi, kimin devesini?- İşte bu Yahudinin devesini.- O deveyi ben satın aldım, çalmadım yâ Resûlallah.- Peki, senin şahidin var mı deveyi satın aldığına dair?- Yâ Resûlallah ben yeni aldım daha deveyi, gören yok, bilen yok.- Bu şahitler, devenin Yahudinin olduğunu söyledi. Onun için deve Yahudiye verilecek.O mübârek zat Peygamber efendimizden rica etti:- Yâ Resûlallah! Bana biraz müsaade eder misin?Sonra mescidin bir köşesine gidip, 2 rekât namaz kıldı, elini açtı ve şöyle duâ etti:“Yâ Rabbî, ben her gece yatağa yatmadan, uyumadan evvel Cenâb-ı Peygamberimize, 10 salevât-ı şerîfe okurum. Yâ Rabbi! Eğer bu senin indinde makbul oldu ise, kabul oldu ise, beni bu sıkıntıdan kurtar! Bu deveyi ben satın aldım, ama şahitler Yahudinin olduğunu söylüyorlar.”O kişi geri geldiğinde, deve ayağa kalktı ve anlaşılır bir lisanla dedi ki: “Yâ Resûlallah! Bu Yahudi yalan söylüyor. Ben bu zatın devesiyim.”Deve konuşunca, “Deve nasıl konuşur?” diyen Yahudi ve şahitler korkup kaçtılar.Onlar gittikten sonra Peygamber efendimiz, sebebini sorduğunda şöyle cevap verdi:- Yâ Resûlallah! Benim bir âdetim var. Her gece yatmadan evvel size 10 defa salevât-ı şerîfe okurum. Allahü teâlâ bu 10 salevât-ı şerîfeyi kabul etti ve deveyi size söyletti. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Sen ki, bana her gece 10 salevât-ı şerîfe okuyunca, Allahü teâlâ dünyada iken seni bu sıkıntıdan kurtardığına göre, ahirette de Cehennemde yanmaktan kurtaracaktır.
TARİH - BİR RÜYÂNIN SONU
Saltanat ve halîfelik peş peşe kaldırılınca, 3 Mart 1924 tarihli kânunla hânedana mensup şehzâdeler, sultanlar ve sultan çocukları ile eşleri, hayatta bulunan padişah ve şehzâde zevceleri ile dâmâdlar olmak üzere 155 kişi vatandaşlıktan ihraç olunarak üç gün içinde sınır dışı edildi. Kânuna dâhil olmadıkları hâlde ebeveynleri veya çocukları ile sürgüne gitmek zorunda kalanlarla bu sayı 200’ü bulur. Sürgünde efendilerinden ayrılmayan emektarlar da sayılırsa, sürgünlerin sayısı yüzlercedir. Bunların transit olarak bile ülkeden geçmesi yasaklandı. Mallarını bir yıl içinde tasfiye etmeleri, aksi takdirde hazineye kalacağı bildirildi. Hemen hepsi vatansız, pasaportsuz olarak yaşadı. Bankalarda paraları, yanlarında nakitleri olmayan bu insanların çoğu, sürgünde tarifsiz sıkıntılar çekti; açlıktan ölenler bile oldu. Ama asalet ve şereflerine uygun yaşamaya çalıştılar. Geride bıraktıkları malları da şunun bunun elinde çarçur edildi. Oğuz Han neslinden ve tarihin en eski hânedanlarından Osmanlı hânedanı böylece siyaset sahnesinden çekilmiş oldu. 1952 yılında hânedanın kadın mensuplarına, 1974 yılında da hepsine ülkeye dönme izni verildi.
ÇOCUKLARINIZA İSİMLER
Erkek : Cemil - Kız : Cemile
Hakikat Damlaları-
*** Yapılan hiçbir işin içine zerre kadar dahi olsa sun’îlik girmesine müsaade edilmemelidir. ***
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZ. "Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: "Ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli ve kıymetli Sözleri, "Lâ ilahe illallah" kelâmıdır." Şualar - 9
güller Gelişmiş üye
Ruh Hali : Lakap : güllerRep Gücü : 1693 Nerden : Dünya misafirhanesinde yolcu.
Konu: Geri: 3-MART-2010 Perş. Mart 04, 2010 4:09 pm