En Güzel Örnek Peygamberimiz (s.a.s.)
Bilindiği gibi İslamî ilimlerin başlıca kaynağı Kur'ân-ı Kerîym ve Sünnettir. Hadisler Hz. Peygamber'den naklen gelen söz ve fiil ve takrirlerin haberleridir. Bunlar aynı zamanda kendilerine ittiba edilecek ve örnek alınacak esasları da ihtiva etmektedir. Burada biz sünnetle ilgili bazı hususiyetlerin üzerinde kısaca durmanın faydalı olacağını düşünmekteyiz.
a. Müslümanların Sünnete Tabi Olmaları
Hz. Peygamber'e itaat etmeyi emreden ayetler, Peygamberin hayatında bizzat emirlerine, vefatından sonra ise, sahih sünnetine tabi olmakla gerçekleşir. 19. yüzyılda İngiliz tesirinde Hindistan'da kurulan sapık akımlara gelinceye kadar, İslam alimlerince sünnetin hücciyeti tartışılmamıştır. Tebliğ ve rehberlik alanında da sünnete başvurulmuştur. Sünnet bütün insanlığı ilgilendiren esasları incelemektedir. Nitekim bir ayet-i kerimede "De ki, ey insanlar ben sizin hepinize 'ın gönderdiği bir elçisiyim" buyrularak Resûlullah'ın bütün insanlara gönderildiği anlatılmaktadır.
b. Sünnetin Örnek Alınması
Sünnet, Resulullah'ın (s.a.s.) hayatın her alanında uyguladığı hayat tarzına denir. O'nun bu hayat tarzını, bütün Müslümanların örnek alması gerekir. Nitekim bir ayette "Resûlullah'ta sizin için güzel örnek vardır" buyrulmaktadır.
O'nu örnek almak isteyen, nasıl bir aile reisi olduğunu, hanımlarına, çocuklarına karşı nasıl davrandığını, diğer insanlara karşı nasıl muamele yaptığını ve ahlakının yüceliğini, savaş meydanlarında bile merhametinin tezahürlerini görebilir.
Bu bilgilerin siret ve şemail kitaplarında yer aldığını ve az da olsa İslam hukuku konuları arasında da bulunduğuna şahit olmaktayız. Mesela, Hz. Peygamber'in adaletini bilmek onun çeşitli yerlerde adilane davrandığını bilmekle, öğrenmekle mümkün olur.
c. Sünnet ve Getirdiği Dengeli Hayat
Hz. Peygamber'in söz ve fiilleri hem hayat tarzını ortaya koymakta hem de yaşanabilir en güzel örnekleri sunmaktadır. O, ümmetine günlük ahlak ve davranışlarıyla da örnek olmuştur. Bir hadislerinde "ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurmuştur.
Hac ve namaz gibi ibadetlerde de örnek olduğunu bildirmiştir. Peygamberimiz, "Benim (nasıl namaz kıldığımı) gördüğünüz gibi, siz de öylece namaz kılınız" ve "Hac farizanızın (nasıl yapılacağını) benden öğreniniz" buyurmuştur.
Hz. Peygamber'i örnek almak isteyen O'nun bu tutumunu göz önünde bulundurup ifrat ve tefritten kaçınmalıdır. Enes b. Malik (ra)'den şöyle dediği rivayet olunmuştur: Bir kere (Ashab'dan) üç kişi Peygamberimizin (s.a.s.) ibadetlerini sormak ve öğrenmek üzere Peygamberimizin (s.a.s.) hanımlarının evlerine gelmişlerdi. Bunlara Peygamberimizin (s.a.s.) ibadeti (nin kemiyet ve keyfiyeti) haber verilince, kendi yaptıklarını azımsayarak; "biz nerede, Resullullah nerede?! Muhakkak ki, Peygamberin geçmiş olan ve gelecekte işlenmesi muhtemel bulunan bütün günahlarını bağışlamıştır" dediler. Bunun üzerine, içlerinden birisi; ben geceleri daima namaz kılacağım, dedi. Öbürü de, ben de her gün oruç tutacağım, dedi. Diğeri ise, ben de kadınlardan ayrı yaşayacağım, hiç evlenmeyeceğim, dedi. Onlar bu söz üzerinde iken Resulullah (s.a.s.) bunların yanlarına gelerek;
- Siz, şöyle şöyle söyleyen kimselersiniz değil mi? Fakat şunu biliniz ve iyi düşününüz ki, ben sizin 'a en iyi ibadet yapan ve 'tan en çok sakınanım. Bununla beraber, ben bazı günlerde oruç tutarım, bazı günlerde tutmam. Gecenin bir kısmında namaz kılarım. Bir kısmında uyurum. Hem de kadınlarla evlenir, beraber olurum. Kim benim bu sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir, buyurdular.
2. Peygamberimizin Örnekliği ve Mahiyeti
Örnek kelimesinin Arapçadaki karşılığı "Teessî" kelimesidir. Lügatlerde mutlak uymak anlamına gelen bu kelimenin ıstılahi manası; Hz. Peygamber'in yaptığını aynı maksat ve sıfatla yapmaktır. Bu manaya gelen başka kelimeler de vardır ki, bunlar üzerinde durmak da faydalı olacaktır.
a. Taklit: Boyna gerdanlık takmak, delilsiz bir hükmü kabul etmek, tabi olmak manalarına gelmektedir. Burada ise örnek alınan şeye tabi olmak demektir.
b. Teşebbüh: Kendisini başkasına benzetmek manasından alınarak sünnete zahiren ve şeklen benzemek anlamında kullanılmıştır.
c. Usve: Örnek almak demektir. Hz. Peygamber'i ilk olarak sahabe örnek almıştır. Onlar Peygamber(as)i hem şeklen, hem de maksadının ne olduğunu tespit etmek suretiyle örnek almışlardır. Bu anlamda sünnet, Kur'an'ın takdim ettiği son Peygamber'in âlemlere rahmet ve üsve-i hasene olan büyük ahlak sahibinin davranışlarıdır. Bunlar Resulü olarak Hz. Muhammed'in evrensel planda ortaya koymuş olduğu yorumlardır.
3. Sahabenin Sünneti Örnek Alması
Peygamberler birer beşer olarak ümmetlerine örnek olacak bir hayat tarzı sürdürmüşlerdir. Her meselede olduğu gibi, bu hususta da zirveyi Peygamber(as) tutmaktadır. Onun örnekliğinin bazı özellikleri vardır. Evvela, onun örnek davranışları ashabı tarafından görülmüş, öğrenilmiş ve daha o hayatta iken tatbik edilmiştir. Onun sadece gündüz ibadetleri değil, aynı zamanda gece ibadetleri de titizlikle araştırılmış ve uygulanmıştır. Nitekim bir ayette, O'nun gecenin üçte ikisini namazla geçirdiği ve O'nu gören ashabın da O'nun gibi namaz kılmaya çalıştığına işaret edilmektedir. Ashabın bu derece kendisine bağlı olduğunu gören Hz. Peygamber, ashabı O'nu örnek alırken sıkıntıya düşmesin diye örnek alacakları miktara müdahale etmiş ve kendilerine kolaylıklardan istifade etmelerini tavsiye etmiştir. O, peşi peşine hiç iftar etmeden oruç tutanları ikaz etmiş ve "Ben sizin gibi değilim. Ben gecelerim, Rabbim beni yedirir, içirir " demiştir. Bir defasında "Ben unutmadım, ancak bana unutturuldu ki, telafisinin nasıl olacağını sünnetle ortaya koyayım" buyurmuştur. Bu hadisler Peygamber'imizin ibadetlerin noksanlıklarını nasıl telafi ettiğini ve bu hususta da örnek olduğunu göstermektedir.
Hz. Peygamber'in sözlerinin gereğini yapan sahabe, O'nun fiillerini de örnek almıştır. Nitekim bir defasında Peygamberimiz namazda ayakkabısını çıkarıp yanına koymuştu. Bunu gören sahabe de ayakkabılarını çıkarıp yan taraflarına koymuşlardı.
Hz. Peygamber (s.a.s.), Habeş iktidar sahibi Necaşi'nin gönderdiği hediyeler arasında bulunan Habeşi kaşlı altın yüzüğü bir defasında takınmıştı. Sonra bunu kız torunu Ümame'ye hediye etti. (Ebu Davud). Daha sonra altın yüzüğün erkekler için meşru olmadığını bildirdi. Ashabdan altın yüzük kullanmakta olanlar da yüzüklerini çıkarıp attılar. Bir süre sonra, Hz. Peygamber (s.a.s.) gümüşten bir yüzük yaptırdı ve kaşına
"De ki: "Eğer 'ı seviyorsanız bana uyun ki da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. bağışlayandır, esirgeyendir. "
"Elçinin emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir belânın çarpmasından yahut onlara acı bir azabın uğramasından sakınsınlar".
"Andolsun 'ın Elçisinde sizin için 'a ve âhiret gününe kavuşmaya inanan ve 'ı çok anan kimseler için, (uyulacak) en güzel örnek vardır".
Bu ayetlerde Hz. Peygamber'e itaat emredilmektedir. Ancak Hz. Peygamber'den nakledilen emirlerin delaleti hususunda, İbn Süreyc, el-Cüveynî, Taberî, müteahhir şafilerden bazıları vacip; Zerkeşî, Hanefî ve Mutezilenin ekserisi, Sayrafî, Kaffâl mendub; Debûsî, Ebû Bekr er-Râzî, Hanbelîler mubah demişlerdir. Sem'ânî ve Eş'arilerin ekserisi ise tavakkuf etmişlerdir. Bu görüşler, Hz. Peygamberin davranışlarının önemini ve bağlayıcılığını açıkça göstermektedir.
Sonuç
Sünnet kelimesi, sözlükte işlek yol, hayat tarzı ve adet anlamlarında kullanılmaktadır. Hadis ıstılahı anlamında ise, Resullullah'a (s.a.s.) nispet edilen söz, fiil ve takrirlere denilmiştir. Bu itibarla sünnet, Resulullah'ın bütün hayatını kapsar. Örnekliğini de göz önünde tutarsak, O'nun bütün hayatı örnek alınabilir. Bu örnek alma, Peygamberimizin yaptığını aynı sıfat ve maksatla yapmaktır.
Hz. Peygamberi ilk olarak örnek alan nesil Ashab-ı kiramdır. Ashabdan sonra ise, ümmet-i Muhammed'in hemen hepsi sünneti delil kabul etmişler ve sünnetle amel ede gelmişlerdir.
ALINTIDIR