بســـم الله الرحمن الرحيم
Kur'an'da Kulluk Kavramı
Kur'an'da "kul" kelimesi Allah'a kulluk edeni içerir. O'na kulluk etmeyen kimseye, Allah'ın kulu denmez.
"Gerçekten senin, benim o kullarım üzerinde hiçbir hakimiyetin yoktur (ey iblis);
Âyet şöyle devam ediyor:
Ancak, azgınlardan sana uyanlar bunların dışındadır." (15 Hicr 42)
Bu âyette müfessir ve âlimlerin çoğunluğunun dediği gibi munkatı' istisna vardır.
(Yani şeytana uyanlar, şeytanın kuludur. Allah'ın kullarıyla aynı cinsten olamazlar. Munkatı' istisna, ayrı cinsten olan şeyler arasında olur.)
"Allah'ın kullarının içtiği bir pınar/çeşme ki güzel yollar ırak onu akıtırlar da akıtırlar." (76 İnsân 6)
"Ve Rahman'ın kulları: O kimseler ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attıkları zaman "Selametle!" derler;" (25 Furkân 63)
"Şimdi sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u an! Çünkü o evvab (içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri ) idi." ( 38 Sa'd 17)
"Kulumuz Eyyub'u da an o zaman Rabbine şöyle nida etmişti: "Bak bana, Meşekkat ve acı ile şeytan dokundu!" ( 38 Sa'd 41)
"Eller ve gözler sahipleri (güçlü ve basiretli) kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an." ( 38 Sa'd 45)
"Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik". (18 Kehf 65)
"Uzaktır bütün noksanlıklardan O ki, kulunu bir gece Mescidi Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya götürdü; ona ayetlerimizden gösterelim diye. Gerçek şu ki, O'dur işiten gören!" (17 İsrâ 1)
"Ey Nuh ile birlikte (gemiye) yüklediğimiz kimselerin soyundan olanlar! O doğrusu çok şükredici bir kuldu." (17 İsrâ 3)
"Eğer kulumuza parça parça indirdiğimiz Kur'an'dan şüphe ediyorsanız, haydi onun gibisinden bir sure meydana getirin ve Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın, eğer iddianızda doğru iseniz." (2 Bakara 23)
"Kuluna ne vahyettiyse vahyetti" (53 Neml 10)
"Allah'ın kulu (Muhammed) kalkmış O'na dua ederken neredeyse onun etrafında keçeler gibi birbirlerine geçeceklerdi." (72 Cinn 19)
"Furkan (Kur'ân')'ı alemlere bir uyarıcı olsun diye, kuluna indiren (Allah) ne yücedir!" (25 Furkân 1)
Bu ve benzeri âyetler çoktur.
Bazan da "kul" kelimesi bütün yaratıklar için kullanılır.
"Çünkü Allah'tan başka taptıklarınızın hepsi sizin gibi kullardır. Eğer davanızda doğru iseniz haydi, onları çağırın da size cevap versinler!" (7 A'râf 194)
"Yoksa o kafirler, Beni bırakıp da kullarımı kendilerine dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi o kafirlere bir konukluk hazırladık" (18 Kehf 102 )
Bu âyette geçen kullardan maksat, melekler ve peygamberlerdir, denilebilir. Artık onların dost ve efendi edinilmeleri yasaklandıktan sonra, geri kalanların mevlâ (dost) edinilmeleri haydi haydi yasak olur.
Nitekim Allah şöyle buyurur:
"Göklerde ve yerde Rahman'a kul olarak gelmeyecek hiçbir kimse yoktur". (19 Meryem 93)
Müslim'in, Deccal hakkında rivayet ettiği sahih bir hadîste de şöyle buyurulur:
"Allah, İsa (a.s.)'a şöyle vahyedecek: Benim öyle kullar (ım) var ki onlarla savaşmaya kimsenin eli varmaz" (Müslim, Fiten 110)