Hadis İlmi, Peygamber Efendimizin Mübarek Sözleri - 1
Hadis ilmi, Peygamber Efendimizin sözleri, işleri ve hallerinin bilindiği bir ilimdir. Bu ilim sayesindedir ki biz, Peygamber Efendimizin mübarek ağızlarından çıkan sözleri, onun yaptığı işleri, hal ve edeplerini, başkalarını yaparken görüp de engel olmadığı işleri öğrenmekteyiz. (1)
Bu ilmin yüce gayesi insanların dünya ve ahirette mesud olması ve felah ermesidir.
Hadis İlminin Üstünlüğü: Bu ilim, Kur’an-ı Kerim’den sonra gelen şeriat mesnedi ve fıkhî rivayetlerin dayandığı dini ilimlerin kaynağı, ibadetlerin semâsı, muamelâtın merkezidir. Bu ilimden kalpler feyz ve zihinler nur iktibas eder.
Hadis-i Şerifler ile hiçbir beşerin sözü kıyaslanamaz. Beşerin sözü ile Peygamber Efendimizin kelamı arasında sıradan bir insan ile Peygamber Efendimiz arasındaki fark kadar bir ayrılık ve baş döndürücü bir üstünlüğü vardır. Pâdişahların sözleri sözlerin padişahıdır.
Peygamber, Allah’ın insanlara hükümlerini bildirmek için halkın arasından seçip, süzüp çıkardığı kâmil insan, insanlıkta ufuk noktası… Hadis-i Şerif de bu muhterem şânı yüce Nebî’nin konuşmaları ve harekâtı…
Hadis ilmiyle uğraşan ve hadisleri senetleriyle beraber ezber edip isnattaki hadis ricâlinin adil ve mecruh olduğunu bilen kimseye 'muhaddis' adı verilir. (2)
Hadislerin Zabt ve Tedvini
Peygamber Efendimiz –bilhassa ayetlerle birlikte- Hadis-i Şeriflerini yazdırmaktan ashabı men’ etmişti. Bunun hikmeti Ayet-i Kerimelerle Hadis-i Şeriflerin birbirine karıştırılması endişesine dayanmaktadır. Umumiyetle aslolan hüküm bu olmakla beraber istisnâi bir sebeple ve ehemmiyetine binaen bazı hadislerin yazılmasına müsaade buyurmuştur. (3) Bazı şahısların hadis yazmasına da Rasûlüllah (s.a.v.) tarafından izin verilmiştir. Amr bin El-Âs’ı bunların başında ifade etmek icap eder. Tedvin edilen hadislerin pek çoğu Ashab-ı Kiram (r.a.e.) hazerâtının ezberlerinde tuttuklarından zabt ve tedvin edilmiştir.
Adalet, dindarlık ve takvasıyla 'ikinci Ömer' diye nâm alan Ömer bin Abdülaziz Hadis-i Şeriflerin yazılmak sûretiyle bir araya toplanmasında ilk adımı atmış ve böylece geniş bir ilim yolu açılmış ve pek çok eser yazılmıştır.
Hadis-i Şerifleri ilk tedvin edenler:
Mekke’de………………Ebu Muhammed Abdü’l-Melik b. Cüreyrc
Şam’da…………………Ebu Amr Abdurrahman Evzâi
Kûfe’de………………...Ebu Abdillah Süfyan Servî
Basra’da………………..Hammâd bin Seleme bin Dinar
Vâsıt’da………………..Hüşeym
Yemen’de……………...Mâmer
Horasan’da…………….İbn-i Mübarek
Rey’de…………………Cerir bin Abdi’l-Hamid (4)
Tasnif edilen hadis-i şerifler, iman ve akaid mevzuuna inhisar ediyorsa ilm-i tevhid adı verilmiştir. Ebu Bekr bi Huzeyme ’nin 'Kitabü’t-Tevhid' adlı eseri gibi.
Taharet mevzuundan başlayıp vasiyetlerle alakalı bahiste sona eren ahkâm hadislerinin bir araya gelmesine “sünen” ünvanı verilmiştir. Zühd ve takvaya dair tasavvufi hadislere ilm-i sülûk ve zühd ismi verilmiştir. Kur’an-ı Kerim ayetlerinin tefsiriyle ilgili hadisler de ilm-i tefsir nâmını almıştır. Adak ve muâşerata ait hususları açıklayan hadislere ilm-i edeb adı verilmiştir.
Tarih ve Siyer hadisleri iki kısımdır:
a) Göklerin ve yerin; hayvan, cin, melek ve peygamberlerin yaratılması ile alakalı hadislere “Bed’i Halk” nâmı verilmiştir.
b) Peygamber Efendimizin vücudu ve ashabının yaratılışından vefatına kadar oaln hususları açıklayan hadislere de “sîret” ünvanı verilmiştir. (Sîret-i ibn-i Hişam gibi)
Sünnet:
Hadis âlimlerinin ekserisine göre sünnet ile hadis elfaz-ı müteradifedendir. Yani her ikisi de aynı manada kullanılmıştır. Ancak lügat ve ıstılah bakımından her ikisinin arasında ince ve küçük farklar vardır.
Sünnet, hadis bahsinde geçtiği üzere Peygamber Efendimizin sözleri, işleri ve takrirleri olmak üzere üçtür: Kavliyye, sünnet-i fiiliye, sünnet-i takririyye.
Riyazü's-Salihin Tercemesi, Mehmed Emre
____________________________________
(1) Keşfü’z-Zünûn
(2) Tedrid Tercemesi, Mukaddime c.1, s.10
(3) Mehmed Emre, Riyazü’s-Salihin Tercemesinin 1801 rakamlı hadisine bakınız
(4) Tuhfetü’l-Ahvezî, Mukaddime c.1, s.27