Beklenen Kurtuluş Mehdisi Kur’an’dır

Beklenen Kurtuluş Mehdisi Kur’an’dır

Beklemek; insanı hayata bağlayan sihirli kelime… Beklentisi olmayan insan yaşamak da istemez… Bitimsiz beklentilerimizi hatırlatarak bizi kendine bağlıyor yaşam…
Zaten beklentiden başka ne ki hayat?.. Kendimiz için, yakınlarımız için nice şeyler bekliyoruz dünyadan ve dünya ötesinden… Büyümek, Büyüyende; okul bitirmek, iş sahibi olmak, evlenmek, emekli olmak… Ev, arsa, araba sahibi olmak… Hasta için, sağlığa kavuşmak… Mahkûm için tahliye… Asker için tezkere… Borçlu için ödeme imkânı bulmak… Bitmiyor beklentilerimiz…

Daha şiddetli bir arzuyla dünya ötesine yansıyor umutlarımız…

Sahifeler açılanda; terazisi ağır gelenlerden olmak, Hakk’ın hoşnutluğunu kazanmak… Allah’ın rahmetiyle muamele görmek… cennette köşke, bahçeye ve çeşitli nimetlere sahip olmak… Nebilere, sıddıklara, şehitlere ve salihlere arkadaş olmak…

İnsanlar, beklentilerini elde etmek için düşünüyor; planlar, programlar yapıyor, çalışıyor, yoruluyor…

Beklentilerin en önemlisi; kurtuluş olsa gerek… Ateşten kurtuluş… Kim kurtaracak?.. Nasıl?.. Ne ile?.. Bu yolda rehber ne olacak?.. Örnek kim?..

Tam bu noktada şeytanlar, insanı yanıltmak, doğru yolundan saptırmak için daha yoğun bir gayret içine giriyor… Hak ile batıl arasında süregelen mücadele bu yüzden… Tevhid ve şirk bunun sonucu…

Tevhid; kurtuluşu Allah’tan bilmektir…

Şirk; kurtuluşu, Allah’ın yarattıklarından beklemektir…

Kur’an’ı kuşanmayan, şirke karşı korumasız olur.

Nuh (a.s.), dünyamıza gelip yeniden gemi inşa etmeyecek… İnsanımızın aradığı Nuh’un kurtuluş gemisi; Kur’an’dır…

Kur’an’dan başka kurtuluş mehdisi1 (hidayet rehberi) bekleyenler, boşuna bekliyorlar… Mehdi de, İsa da yeniden gelseler dünyaya; onlar da Kur’an’dan başka mehdi tanımayacaklar…

Resulü örnek alarak Kur’an’a sarılanlar hidayete erecek yalnız…

Ve şeytan ancak, Kur’an’dan ırak düşenleri avlayabiliyor…2

Yaratan, Kitabının, bir kurtuluş ipi olduğunu belirtiyor…3 Ona sımsıkı tutunan kurtulur. Tutunmayan helak olur…

Örneğimiz (a.s.), bir sözlerinde şöyle buyuruyor:

“Kurtuluş yolu; Allah’ın Kitabıdır. Onda sizin için öncekilerin hayatı, sizden sonrakilerin haberi ve aranızdaki meselelerin hükmü ve çözümü var. O, Allah’ın sağlam ipidir.”4

Kur’an’a bağlanmak demek; onun emir ve yasaklarına ihlâsla ve takvayla itaat etmek demektir.

“Allah’tan gereğince ittika edin (takvalı olun)5 ki; kurtuluşa eresiniz.”6

Muttakilerden olmak da yine Kur’an’a bağlanmaya bağlı:

“Onlara, ‘size verdiğimiz (Kitaba) kuvvetle sarılın ve içindekileri benimseyin ki; muttakilerden olasınız’ dedik.”7

Daha Mushaf’ı açar açmaz Rabbimiz, (hidayeti, yalnız kendisinin verebileceğine dikkat çekerek) bir dua öğretiyor kullarına: “Bizi doğru yola hidayet kıl” dememizi istiyor. Hidayette olmanın da; “nimet verilen (nebiler, sıdıklar, şehitler ve salihler)in yoluna…” uyarak elde edilebileceğini hatırlatıyor…

Kimse, kimsenin kolundan tutup zorla cennete sürüklemez. Biz, yürümeliyiz bu yolda… Bütün yorgunluğu ve sıkıntıyı göze alarak; sabırla, sevinçle, azimle yürümeliyiz… İnsanın hidayeti, bu gayrete bağlı… Herkes yaptığının karşılığını görecek dünya sınavı bitende…

İnsanın kendi davranışlarıdır insanı kurtaracak olan… Allah’a inanması,8 itaati ve ibadetidir9 yani…

Ezan da, günün belirli vakitlerinde bunu hatırlatıyor insanlara… “Hayye ale’l felah” derken; herkesi, kurtuluşa çağırıyor müezzin… Allah’ın en büyük olduğunu, Allah’tan başka ilahın bulunmadığını, Muhammed’in, onun elçisi olduğunu; bundan dolayı da Allah’a ibadet ve itaat edilmesi gerektiğini… İşte kurtuluşun bunda olduğunu bildiriyor…

“Kurtulmuştur arınan… Rabbinin adını anıp namaz kılan (Allah’a ibadet ve itaat eden)…”10

Bir başka ayette; asıl kurtulup muratlarına erecek olan kimselerin; iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan Resule inanan, ona kuvvetle saygı gösteren, ona uyan ve ona indirilen nura (Kur’an’a) inanarak itaat eden kimseler olacağı belirtiliyor.11

Rabbimiz, “büyük kurtuluş” olarak isimlendirdiği kurtuluş için bakınız ne söylüyor:

“İşte bütün bu hükümler, Allah’ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim, Allah’a ve Peygambere itaat ederse; Allah, onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedi olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur.”12

“Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?..

Allah ve Resulüne inanırsınız, mallarınızla ve canlarınızla cihad13 edersiniz. Eğer bilirseniz; bu, sizin için daha hayırlıdır.

Eğer böyle yaparsanız; Allah, sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlerde -Adn cennetlerinde- hoş yerlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.”14

Kul, hatasız olmaz. Hatasında ısrar eden kendine yazık eder… Yanlış davranışlarından dolayı pişmanlıkla tevbe edip tevvab olan (tevbeleri kabul eden) Yaratan’a yönelenlerin kurtulacağı belirtiliyor:

“Allah’a tevbe ediniz ki; kurtuluşa eresiniz.”15

Ve yalnız hidayetin gerçek sahibi olan Allah’a yönelmekle, ona yakarmakla ve yalnız ondan istemekle açılıyor kurtuluşun kapısı…16

Yaratan’ın açtığı kurtuluş kapısını, kim kapayabilir?.. Onun açmadığı kapıyı kim açabilir?..

Adil Akkoyunlu
…………………………………………………………..

1 Mehdi: Hidayete rehberlik eden, kurtuluş yolunu gösteren demektir.

2 Zuhruf:43/36-39

3 Al-i İmran:3/103

4 Tirmizi, Fezailü’l Kur’an, 14 (5/172); Dârimi, 2/435

5 Takva: Allah’ın yasaklarından sakınmak; helallerine yönelmek demektir.

6 Bakara: 2/189; Al- İmran: 3/130, 200

7 A’raf:7/171

8 “Ancak, Allah’a inananlar kurtulur.” (Muminun: 23/1)

9 İbadet: Allah’a itaat ve kulluktur. İnsan, Allah’a ibadet için yaratılmıştır. İbadet; Vahiyle belirtilen emir ve yasaklara uymaktır. Kulun, Allah’a itaat şuuruyla; çalışması, yemesi, içmesi, uyuması zevkleri de dahil bütün düşünce, zikir ve davranışları ibadet kapsamındadır.

10 A’la: 87/14,15

11 Araf: 7/157; Al-i İmran: 3/104; Yunus: 10/103

12 Nisa: 4/13

13 Cihad: Allah için, Allah yolunda (el ile, dil ile, can ve mal ile) cehd ve gayret göstermek, çalışmak demektir. Cihad; önemli, farz bir ibadettir.

14 Saf: 61/10, 11, 12

15 Nur: 24/31

16 Kehf: 18/10

amin canlarım R[b]RABBİM SİZLERDEN DE RAZI OLSUN