FATİHA SÛRESİ
"Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adiyle.
Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahîm olan Allah'a mahsustur.
O, Din gününün sahibidir. (Rabbimiz) yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Azabına uğrayanların ve sapıklarınkine değil. (Amin: Dualarımızı kabul buyur Rabbimiz).
"Kendileriyle mukaatele edilen (yani düşmanların hücumuna uğrayan mü'min) lere, uğradıkları o zulümden dolayı, (bilmukabele harbe) izin verildi. Şüphesiz kiAllah onlara yardım etmeye elbette kemaliyle kaadirdir."
"Onlar (o mü'minlerdir ki) haksız yere ve ancak "Rabbimiz Allah'dır" diyorlar diye yurtlarından çıkarılmışlardır. Allah bazı insanları (n şerrini diğer) bazısı ile def etmeseydi içlerinde Allah'ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler muhakkak yıkılıp giderdi. (Dinine) yardım edenlere elbet Allah da yardım eder. Şüphesiz ki Allah kavidir, yegâne gaalibdir."(Hac sûresi, âyet: 39-40)
"Size harb açanlarla, Allah yolunda, siz de doğuşun (müdafaa harbi yapın. Ancak) aşırı gitmeyin. Şübhesiz ki Allah aşırı gidenleri sevmez." (Bakara sûresi, âyet: 190)
"Fitne (den eser) kalmayıncaya, din de (Şunun bunun değil) yalnız Allah'ın (dini diye tanınmış) oluncaya kadar onlarla savaşın. Vaz geçerlerse artık zaalimlerden başkasına hiç bir husumet yoktur." (Bakara sûresi, âyet: 193)
"(Ey mü'minler) yoksa siz, sizden evvel geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk (lar), ve sıkıntı (lar) gelip çattı ve (çeşitli belâlarla) sarsıldılar ki, hattâ peygamber (leri) maiyyetindeki mü'minlerle birlikte: "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Gözünüzü açın: Allah'ın yardımı yakındır muhakkak..." (Bakara sûresi, âyet: 214)
"(Ey mü'minler, tab'an) sizin hoşunuza gitmediği halde uhdenize, kıtal (düşmanlarla savaş) yazıldı (farz edildi). Olur ki bir şey hoşunuza gitmezken, o sizin için hayırlı olur, bir şeyi de sevdiğiniz halde o da hakkınızda şer olur.Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara sûresi, âyet: 216)
"Allah yolunda muharebe edin. Bilin ki şüphesiz Allah hakkıyle işitici, kemâliyle bilicidir."(Bakara sûresi, âyet: 244)
"Yoksa siz -Allah içinizden savaşanlar (la savaşmayanlar)ı belli etmeden-sebât edenler(le etmeyenler)i belli etmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?"(Al-i İmran sûresi, âyet: 142)
"Ey iman edenler, siz, o îcüfredib de yer yüzünde seyahat ve seferde, yahud gazada bulundukları zaman kardeşleri hakkında: "Bizim nezdimizde olsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah bunu onların yüreklerinde onulmaz bir hasret yaptı. Allah hem diriltir, hem öldürür. Allah ne yaparsanız, hakkıyla görendir."(Âl-i İmran sûresi, âyet: 156)
"Kendileri (evlerinde) oturarak kardeşlerine: "Eğer bizi dinleselerdi ölmeyeceklerdi" diyen o adamlara de ki: "Öyle ise kendi nefislerinizden ölümü geri çevirin, eğer doğru (kimse)lerseniz."
(Âl-i İmran sûresi, âyet: 168)
"Size ne oluyor ki Allah yolunda: "Ey Rabbimiz, bizi ahalisi zalim olan şu memleketten (kurtarıp) çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?"(Nisa sûresi, âyet: 75)
"iman edenler Allah yolunda harb ederler, küfredenler de şeytan yolunda savaşırlar, öyle ise o şeytanın dostlarıyla doğuşun. Şübhesiz ki şeytanın hilekârlığı zayıftır."(Nisa sûresi, âyet: 76)
"Artık Allah yolunda savaş. Sen kendinden başkasıyle mükellef (sormulu) tutulmayacaksın, iman edenleri de teşvik et. Olur ki Allah o küfredenlerin gücünü kırar. Allah'ın kahrıda, ibret alınacak cezası da pek şiddetlidir. Allah, satvetce de çok çetindir, kahr-u ceza bakımından da çok çetindir."(Nisa sûresi, âyet: 84)
"Ey iman edenler, Allah'dan korkun, O'na (yaklaşmaya) vesile arayın ve onun yolunda cihad edin. Taki muradınıza eresiniz."(Maide sûresi, âyet: 35)
"Ey iman edenler, (harbden) bir (düşman) topluluğuna çatdığınız vakit sebat edin ve Allah'ı çok anın. Ta ki umduğunuza kavuşasınız."(Enfal sûresi, âyet: 45)
"Allah'a ve O'nun Resulüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra korku ile za'fa düşersiniz, kuvvetiniz (kesilip) gider. Bir de sabr(-u sebat) edin (katlanın). Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."(Enfal sûresi, âyet: 46)
"Yoksa siz (kendi halinize) bırakılıvereceğinizi, içinizden cihad edenleri, Allah'dan, Resulünden ve mü'minlerden başkasını sır dostu edinmeyenleri Allah'ın bilmediğini (onun uğrundaki fedakârlıklarınızın mükâfatsız kalacağını) mı sandınız? Allah, ne yaparsanız (hepsinden) haberdardır."(Tevbe sûresi, âyet: 16)
"Ey iman edenler, ne oldunuz ki size: "Allah yolunda elbirlik gazaya çıkın" denildiği zaman yere (mıhlanıp) ağırlaştınız? Ahiretden (vaz geçip yalnız) dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat bu dünya hayatının faidesi ahiretin yanında pek azdır."(Tevbe sûresi, âyet: 38)
"(Ey mü'minler) sizler gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak elbirlik (savaşa) çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu, sizin için çok hayırlıdır."(Tevbe sûresi, âyet: 41)
"Ey peygamber, kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et. Karşılarında çetin ol. Onların yurdu cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir!"(Tevbe sûresi, âyet: 73)
"O halde kâfirlere boyun eğme ve bununla (Bu Kur'-ân ile) onlara karşı olanca cihadla büyük bir mücahede yap."(Furkan sûresi, âyet: 52)
"Andolsun sizi imtihan edeceğiz. Ta ki içinizden mücahidleri ve sabr-u sebat edenleri belirtelim. Haberlerinizi imtihan meydanlarına numune yapalım.(Muharamed sûresi, âyet: 31)
"Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allah'a ve Resulüne iman ettikten sonra şüpheye sapmayıp Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad ederler, işte onlar (imanlarında) sadık olanların ta kendileridir."(Hucurat sûresi, âyet: 15)
"Allah'a ve Peygamberine iman edip mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda mücahede edersiniz. Bu sizin için çok hayırlıdır; eğer bilirseniz."(Saf sûresi, âyet: 11)
"Ey Resulüm, insanları Kur'ân'la, güzel söz ve nasihatla Rabbinin yoluna (islâm'a) davet et. Onlara karşı en güzel olan bir mücadele ile mücadele yap. Şüphe yok ki, Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir."(Nahl sûresi, âyet: 125)
"Şimdi sen, emrolunduğun şeyi, çatlatırcasına bildir ve müşriklerden yüz çevir (sözlerine aldırış etme!)"(Hicr sûresi, âyet: 94)
"O kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberin haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dinini (islâm'ı) din edinmeyen kimselerle; onlar hor ve küçülmüş oldukları halde kendi elleriyle (boyun eğerek) cizye verinceye kadar harb edin."(Tevbe sûresi, âyet: 29)