[size=9][size=16]Medine inmiştir. [b]286 ayettir. Kur'an'ın en uzun süresidir. Adını, 67-71. ayetlerde yahudilere Kesmeleri emredilen sığırdan alır. Yalnız 281.ayeti Veda Haccında Mekke'de inmiştir. İnanca, ahlaka, ve hayat nizamına dair hükümlerin önemli bir kısmı bu sürede yer almıştır. [/b]
231-Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün. Hem Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir.
232-Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür. Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
233-Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur. Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur. Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur. Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görür.
234- İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
235-Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız. Fakat meşru bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir. Öyle ise O'nun azabından sakının. Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır.
BİR HADİS
[/size][/size] ~ ~ ~
Hz.Peygamber (s.a.v.) : '' İnsanlara öyle bir zaman gelir ki, bu zamanda bir kişi ele geçirdiğinin helalinden midir, yoksa haramdan mıdır? olduğuna hiç aldırmaz.'' buyurmuştur.
Allahumme salli sellim ve Bârik ala seyyidina Muhammed ve ala âlihi ve ashâbihi ve sellim ve
Günün Duası
Allah’ım, Muhammed ve âl-i Muhammed’e salat eyle ve düşmanların bana olan buğzunu muhabbete, zulüm ehlinin hasedini sevgiye, iyilerin kötü zanlarını güvene, yakınlarımın düşmanlığını dostluğa, akrabalarımın kötü davranışlarını iyiliğe, dostların ilgisizliğini yardıma, müdara edenlerin zahirî dostluklarını gerçek dostluğa, muaşeret edenlerin yüz ekşitmelerini güler yüzlülüğe ve zalimlerden korkmanın acılığını emniyet tatlılığına dönüştür.isteyeyim.
Âmîn... Âmîn... Âmîn...
Günün Sözü
Allah, mülk ve saltanat sahibidir. Kendisine baş eğene, bu topraktan yaratılan dünya şöyle dursun, yüzlerce mülk, yüzlerce saltanat ihsan eder. Hz. Mevlâna Muhammed Celaleddin-i Rûmî (k.s.)
BİR NASİHAT
Peygamberimiz Efendimiz (S.a.v.)'in Nasihatlari..
Senden aşağıdakilere bak, senden üstünlerine bakma. Bu, Allah’ın sana verdiği nimetleri küçümsememen için en uygun yoldur.
— Acı da olsa hakkı söyle.
ÇOCUĞUNUZA İSİMLER
Erkek : Ziya - Kız : İffet
BİR KISSA
Vefa umarken ondan... Sen vefalı ol!
Bir savaşın en kanlı günlerinden biridir. Bir asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı bir durumda, kurşun yağmuru altındadırlar. Asker, teğmene koşar ve “Komutanım, arkadaşım yaralandı, müsaade ederseniz onu alıp gelebilir miyim?..” diye sorar. Komutan, “Delirdin mi sen?” dercesine bakar ona, “Gitmeye değer mi?.. Arkadaşın delik deşik olmuştur... Yaşaması mümkün değil, çoktan ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atmış olursun, gitme.” der. Asker çok ısrar edince teğmen “Peki” der.. “Git o zaman…” Vefa abidesi asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaşır. Onu sırtına alıp koşa koşa döner. Birlikte siperin içine yuvarlanırlar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene eder; sonra da onu sipere taşıyan arkadaşına döner ve “Sana, ‘hayatını tehlikeye atmana değmez’, demiştim. Bu zaten ölmüş..” diye söylenir. Bu sitemi işiten asker, “Değdi komutanım, gittiğime değdi; hatta ölseydim, öldüğüme de değerdi.” der. Teğmen sorar. “Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?..” deyince vefa insanı cevap verir: “Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda arkadaşım henüz yaşıyordu. Kanlar akıyordu; ama beni görünce çok sevindi, tebessüm etti; belki bir cümlelik canı kalmıştı, son nefesinde şöyle dedi: “Geleceğini biliyordum dostum!.. Geleceğini biliyordum..” “Geleceğini biliyordum” ifadesi aslında bize vefayı anlatıyor. Vefa, dost ikliminde yetişen güllerdendir. Büyüklerimiz vefayı hep dost olmanın ispat değeri olarak kabul ederler.
Eğer ALLAH’a karşı vefalı bir dost olmak istiyorsanız O’nun emirlerinden dışarı çıkmayacaksınız. Efendimiz’e vefa göstermek istiyorsanız O’nun sünnet-i seniyyesini hayatınıza hayat yapacaksınız. Dostum dediğiniz büyüklerinize, arkadaşlarınıza vefalı olmak istiyorsanız onları arayıp soracaksınız. Kurbette gurbet yaşamayacaksınız. Gurbette dahi olsanız kurbetin yollarını arayacaksınız. Bu konuda öne sürülen hiçbir mazeretin arkasına sığınmayacaksınız.
İlk arayan siz olun
Bir dostun bir dosta en büyük sitemi şu satırlar olsa gerek:
“Vefa umarken ondan Doldu gözüm hicrandan Kaldım yaya dermandan…”
Peki bu sitemi işitmemek içi ne yapmalı? Dostlarınızı daima vefâ ile hatırlayın. İlk arayıp soran, ilk el uzatan, ilk mesaj çeken, ilk kucaklayan siz olun. Şunu da unutmayın: Kula vefâsı olmayanın Hakk’a vefâsı olmaz.
Yazımızı ehl-i vefa bir sinenin şu haykırışıyla noktalayalım:
Ne olursan ol hep vefâlı ol. Emanete sahip çık, atana vefâlı ol. İdealine sarıl, evlâda vefâlı ol. Ömrü hakkıyla yaşa, hayata vefâlı ol. Düşmanlıkları unut, dostuna vefâlı ol. Öfkeyi, kini unut, ruhuna vefalı ol... Sayı: 247 Bölüm: Kavramlar
ALİ DEMİREL
SOHBET - SIKINTILI İŞİN SONU SELÂMETTİR
Bir iş, ne kadar sıkıntı içinde olmuşsa, o kadar uzun ömürlü olur. Peygamber efendimiz; “En çok sıkıntıyı ben çektim!” buyuruyor. O hâlde, hak olan dini de, kıyamete kadar sürecektir.
Âdem aleyhisselâm, kupkuru bir dünyaya geldi, yıllarca sıkıntı çekti. Sonra, iki evlâdından biri, diğerini öldürdü. Bir baba için ne zordur!
Nuh aleyhisselâm 950 yıl uğraştı. İnanmadılar, dövdüler, çok eziyet ettiler. Her seferinde öldü diye bırakırlardı. Cebrail aleyhisselâm gelir, yaralarını sarardı. Tekrar tebliğe başlardı. Sonra Allahü teâlâ ona gemi verdi.
İbrahim aleyhisselâmı ateşe attılar. Oğlunu kesme emri verildi ki, bu Allahü teâlânın halili ve peygamberiydi.
Musa aleyhisselâm da çok çekti, doğduğu sene Firavun bütün erkek çocukları öldürdü. Senelerce çobanlık yaptı. Birgün hanımı hâmile, zifiri karanlık ve çaresiz... Bir ışık gördü, ışığa gitti. Orada Allahü teâlâ ile konuştu. Bu mirâc değildi.
Eyyüb aleyhisselâmın kurtlanmadık yeri kalmamıştı.
Yakup aleyhisselâm ağlamaktan gözlerini kaybetti.
Yusuf aleyhisselâm kuyuya atıldı.
Zekeriya aleyhisselâm, ağacın içinde ağaçla birlikte testereyle kesildi.
İsa aleyhisselâm, 30 kadar kişiyi ikna etmek için neler çekti! Öldürmeye çalıştılar.
Hazret-i Ebû Bekir, ne sıkıntılar çekti, kaç kere dövdüler! Herkesten önce iman etti, malını ve canını feda etti.
Hazret-i Ömer, namaz kılarken şehit edildi.
Hazret-i Osman, Kur’ân-ı kerîm okurken şehit edildi.
Hazret-i Ali’nin çektikleri, hele Hazret-i Hüseyin’in başına gelenler...
Peygamber efendimizin vârisleri de, çok çektiler. Ne için? “Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah” dedikleri için. Dolayısıyla inanmak çok zor, inandırmak daha zordur. İman, Allahü teâlânın, kullarına ihsan ettiği, özel nimetidir. İmanı olanlar, sevinçten oynasa yeridir!
YURDUMUZ - İLK YERLİ KAMYONETİMİZ
Eskişehir’de kurulu Hisarlar AŞ tarafından 3 yıllık çalışma sonucu Hiscar adıyla prototipi üretilen ilk Türk lisanslı kamyonetin ismi, Turkar olarak değiştirildi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fazlı Türker, yaptığı açıklamada; “İlk etapta yılda 300 adet, 5 yıl sonra yılda 5 000 araç üreteceğiz. Hedefimiz ürünün yarısını yurt dışına satmak. Aracımız, Sibirya soğuklarından çöl sıcaklarına kadar farklı iklimlerde performansından bir şey kaybetmeden çalışma kabiliyetine sahip. Logosu için, dünyada sadece Türkiye’de yaşayan ve nesli tükenmek üzereyken koruma altına alınan Anadolu ceylanının boynuzlarından esinlendik. Tarım, iş ve tekstil makineleriyle otomotiv parçaları ve tezgâh parçaları üretiyoruz. Bugün, grubumuzda 650 kişi çalışıyor. Eskişehir’in ihracat geliri en yüksek ilk 3 firmasının arasındayız. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz. 2008 yılında 35 milyon euro ihracat rakamına ulaştık.” dedi.
Bediüzzaman'dan Vecize SÖZ.
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: "Ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli ve kıymetli Sözleri, "Lâ ilahe illallah" kelâmıdır." Şualar - 9
HAKİKAT DAMLALARI
*** Yapılan hiçbir işin içine zerre kadar dahi olsa sun’îlik girmesine müsaade edilmemelidir. ***
HiRaNuR
Site Yöneticisi
Ruh Hali : Lakap : AyNuRRep Gücü : 1000165 Nerden : istanbul