Konu: 11-HAZİRAN-2010- CUMA C.tesi Haz. 12, 2010 11:06 am
Selamün Aleyküm
11 MART 2010
[center]Hicrî Kamerî : 28 CEMÂZİL-ÂHIR 1431
[/center]
Hicrî Şemsî : 1387
Rûmî : 29 Mayıs 1426
Hızır : 37
Cuma
Dünya Futbol Şampiyonası Güney Afrika Cumhuriyeti'nde bugün başlıyor (1946) - Kızılay'ın, Hilâl-i Ahmer adı ile kuruluşu (1868)
[Gündüzün uzaması 1 dak. - Ezânî sâat 1 dakika geri alınır.]
Evlâdın babası üzerinde üç hakkı vardır: 1-Ona güzel bir isim koyması, 2-Kur’ân-ı kerîm öğretmesi, 3-Vakti gelince evlendirmesi.Hadîs-i şerîf
Allahü teâlâyı seven, O’nun sevdiklerini de sever. Süfyan bin Uyeyne Rahmetullahi Aleyh
AYET
Âl-i İmrân Sûresi
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. İmrân, Hz.Mûsâ ile Hz.Hârûn’un babasıdır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.
141. Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kâfirleri de helâk etmek ister. 142. Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız? 143. Andolsun ki siz, ölümle yüzyüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz. İşte şimdi onu karşınızda gördünüz. 144. Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır. 145. Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır. Her kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabını isterse, ona da bundan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız.
Günün Hadisi
Hz.Peygamber (s.a.v.) : '' İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesi ve malı gasbedilip kaybedilen kimse gibidir.'' buyurmuştur.
Günün Sözü
Nefsini suçlayan kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, bağışlanma diler. Bağışlanma dileyen Allah'a sığınır. Allah'a sığınan şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse affa müstehak olur. Bediüzzaman
Günün Duası Binite, Ata veya Arabaya Binerken Okunacak Duâ
"Bir binite bindiğinde:
"Hiç de lâyık olmadığımız halde bize bunu müsahhar kılan Allah'ı tesbîh ederim." (19) diyen kimse, bu bineğinden inmeden ölürse şehîd olarak ölmüş olur." Ayrıca binite binerken:
denilmelidir. (20)
(19) Zuhruf Sûresi, 13. (20) Hûd Sûresi, 41 Meâli: "O nun yürümesi ve durması Allah'ın adıyladır. Rabbim bağışlar ve merhamet eder."
NASİHAT Üç seyi unutma : 1- Dünyanin geçiciligini 2- Ölümü 3- Basa gelecek afeti Tenbihül Gafilûn/22 Ölümü düsünene Üç sey verilir: 1- Bir an önce Tevbe etmek 2- Az rizikla yetinmek 3- $evkle ibadet etmek T.G/24
GÜNÜN KISASI
DUA İÇİN RİCA
Bir şahıs, heyecan ve ıstırapla, İmam Sadık (a.s)ın huzuruna gelerek: - Ne olursunuz efendim, Allah'a bana daha fazla rızık vermesi için dua da bulunun, çünkü çok yoksulum, dedi. İmam: -Hayır, asla dua edemem buyurdu. -Niçin edemezsiniz efendim? -Zira Allah bu iş için bir yol tayin etmiştir; rızk peşinden koşun ve onu elde edin diye de emir buyurmuştur. Halbuki sen evinde oturup, dua etmek suretiyle, rızkın senin peşinden gelmesini istiyorsun.
MENKIBE - HELAL LOKMA
Haram yiyen insandan kerâmet beklenmez, böyle şey olmaz, mümkün de değildir. Helal lokma, kalbi nurlandırır, insan daha kolay ibâdet eder. Haram lokma ise, insanı şeytanın oyuncağı yapar. Birgün İbrahim Ethem hazretlerine dediler ki: - Efendim, bir genç var, gece gündüz ibâdet ediyor, vecde gelip kendinden geçiyor. Her hareketi kerâmet, uçuyor ve uçuruyor. İbrahim Ethem hazretleri buyurdu ki: - Bunda bir iş var. - Siz de gelin görün efendim, tuhaf bir genç! - Hay hay, hemen gidelim. Gidip baktı ki anlattıkları gibi; “Yâ Rabbi! İnşâallah şeytandan değildir.” diye düşündü. Gence dedi ki: - Delikanlı ben seni çok sevdim. Akşam bana gel de yemek yiyelim. Delikanlı akşam olunca geldi. İbrahim Ethem hazretleri torbasından bir lokma ekmek çıkarıp buyurdu ki: “Al evlâdım bunu ye!” Genç; “Bismillah” deyip lokmayı yedi. Ancak, bütün hâlleri gitti, bir şey kalmadı. Şaşkın hâlde sordu: - Hocam, sen bana ne yaptın öyle? - Ben bir şey yapmadım, sadece ekmek verdim. - Bendeki kerâmetler ne oldu? - O kerâmet zannettiğin şeyler şeytandandı. Her tarafın şeytanlarla dolmuş. Helal bir lokma yiyince esas hâlin meydana çıktı.
SOHBET - SAĞIN ÖNEMİ
İslâmiyette de sağın önemi vardır. Birkaç örnek şöyledir:
İmam-ı Nevevî hazretleri buyuruyor ki: Mübârek, şerefli ve temiz işleri yaparken sağdan başlanır. Bu müstehabdır. Ayakkabı, elbise giyerken, (Yatıp kalkarken), baş tıraş ederken ve tararken, bıyık keserken, misvak kullanırken, tırnak keserken, el, ayak yıkarken, mescide, Müslümanın evine ve odasına girerken, helâdan çıkarken, sadaka verirken, yemek yerken, su içerken sağdan başlanır.
Her insanın sağ omzunda sevabı, sol omzunda günahı yazan melekler bulunur.
Namazda önce sağa, sonra sol omuza selâm verilir.
İyilerin amel defterleri sağından, kötülerin sol ve arka tarafından verilir.
Kur’ân-ı kerîmde, amel defteri sağdan verilenler övülmekte, soldan verilenler kötülenmekte, mealen şöyle buyurulmaktadır: “Amel defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! Kötülük işlediklerini belirtmek üzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara!” [Vakıa 8, 9]
Sağ ruhtur, sol maddedir. İsimleri ayrı olsa da komünizm, faşizm ve kapitalizm gibi bütün izmli sistemlerin hepsi birer sol sistemdir. Sol, yokluk ve hiçliktir. Onlar için ölüm sondur. Sağ ise ebedîdir. Ölüm son değil, gerçek hayatın başlangıcıdır. Politika pazarında, herkes sağı solu kendine göre tarif etmekteyse de, ilmî sağ farklıdır.
NÜKTE - ELİ AÇIK OLMAK
Sadi Şirazi hazretleri Hindistan’da maymunları nasıl avladıklarını şöyle anlatır: Maymunun elinin sığacağı bir kavanoza muz koyarlar. Maymun muzu almak için eli açıkken kavanoza elini sokar, muzu eline alınca yumruk yapar. Elini kapatınca kavanozdan çıkaramaz ve yakalanır. Elini açan kurtulur, elini açmayan, elindekini bırakmayan kurtulamaz. İnsanın başına felâketler eline aldığını bırakamayışından gelir. Eline aldığını bırakabilen saadete kavuşur, bırakamayan felâkete gider. Hiç kimse verdiğinden sıkıntı çekmez, ama aldığından sıkıntı çeker. Cömert olan, vermesini bilen, elini açan her zaman rahat eder. Eli sıkı olan, eli kapalı olan, veremeyen her zaman sıkıntı çeker...
SOHBET - HERKES RIZKINA KAVUŞUR Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın bedeninin ve ruhunun rızıkları da bellidir. Rızık hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yemeden, bitirmeden ölmez. Bir kimse, Allahü teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helâl yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık, ona bereketli olur. Bu çalışmaları için de sevap kazanır. Eğer, rızkını Allahü teâlânın yasak ettiği yerlerde ararsa, yine ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat, bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur. Rızkına kavuşmak için kazandığı günahlar da, onu felâketlere sürükler. “Şimdi, zamana, modaya uymadan olmuyor.” diyerek, çocuklarını ve hele kızlarını, para kazanmak için haram yerlere gönderenler çoğalmaktadır. Aç kalmalarından korkarak, onlara dinlerini öğretmiyor, Kurân-ı kerîm okutmuyor, yavrularını cahillerin ellerine bırakıyorlar. Çocukları dinsiz, imansız yetişiyor. İstikbâllerini kazansınlar diyerek, namuslarının, hâyalarının yok edilmesine hangi vicdan râzı olur? Sıkıntılar çekerek, ezelde ayrılmış olan rızıklarına kavuşuyorlar. “Namaz karın doyurmuyor, kızların ev işlerini öğrenmesi, ekmek parası getirmiyor. Zamana uymazsak, dine bağlı kalırsak sürünürüz.” gibi çılgınca konuşanlar da oluyor. Hâlbuki, oğullarına, küçük iken dinleri, imanları öğretilir, Kurân-ı kerîm okutulur, bundan sonra da, Allahü teâlânın emirlerine uygun olarak para kazanmaya çalıştırılırsa, yine aynı rızka, hem de kolayca, rahatça kavuşurlar. Anaları, babaları ve çocuklar hem sevap kazanır, hem de kazançlarının hayrını görürler. Dünyada ve ahirette mesut olurlar.
Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye s. 805
ÇOCUKLARINIZA İSİMLER
Erkek : Mülfit - Kız : Maksude
Yemek : Paça Çorbası, Patlıcan kebabı, Yoğurt
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZLER *** (Ey Nefsim!), Hevesli akılsız çocuklar gibi, muvakkat, ehemmiyetsiz lezzetlerin peşinde koşma! Emirdağ L.1 - 199
*** Hakikat Damlaları *** Gülde bile diken vardır. İnsanın, gülün kokusunu duymayıp dikenine takılması biraz da kendi ruhundaki dikenlerden kaynaklanır. ***
FIKRA - UÇAĞA TAŞ ATMAMIŞ
Bir polis otomobili köy yolunda durdu. İçinden yola atlayan memur, etrafı araştırdı. Kırda, tek başına oynayan çocuğu görünce, sorar: - Bak yavrum! Bu yakınlarda bir uçak düşmüş, gördün mü? Çocuk elindeki sapanı arkasına gizlemeye çalışarak cevap verir: - Hayır efendim. Ben sadece şu ilerideki şişeye nişan alıyordum. Yemin ederim ki ben uçağa hiç taş atmadım.