58- Şüphesiz ki, rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır. Zâriyât Sûresi-58
Hadis
"Birbirinize haset etmeyin, kin tutmayın. Başkalarının ayıplarını araştırmayın, konuştuklarını dinlemeyin, müşteri kızıştırmayın. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun." Hz. Muhammed (s.a.v.)
Dua
Seher Vaktinin Fazileti
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-den rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır;
"Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçde biri kaldığı sırada dünyâ semâsına nüzul eder ve şöyle buyurur: '' Bana duâ eden var mı, duâsına icabet edeyim? İstediğini vereyim. Bana istiğfar eden var mı, onu mağfiret edeyim? (1) Bu hadîs-i şerîf, gecenin son üçde birinin vakti icabet olduğuna büyük müjdelerle beraber delâlet etmektedir. "Gece yarısında semânın kapıları açılır ve bir münâdî şöyle seslenir: "Hiç duâ eden var mı, icâbet olunsun, bir şey isteyen var mı verilsin, bir sıkıntıda olan var mı kurtarılsın. Her hangi bir duâ ile duâ eden hiç bir müslüman yoktur ki Allah Teâlâ ona icabet etmiş olmasın. Ancak şehveti için koşan zinâkâr kadınla ayyaş ve işret ehli müstesna. " (2)
"Gecede bir saat vardır. Müslüman bir kulun dünyâ ve âhiret işinden istediği her hangi bir hayır varsa ve duâsı o saate gelirse muhakkak Allah ona dileğini verir. Bu her geçe vardır. " (3)
"Saatlerin efdali gecenin son kısmıdır." (4)
Üç kişi vardır ki onlar İblis'den ve askerlerinin şerrinden masûndurlar: 1- Gece ve gündüz Allah'ı çok zikredenler, 2- Seher vakitlerinde istiğfar edenler, 3- Allah'ın haşyetinden ağlayanlar." (5)
Allah mülk ve saltanat sahibidir. Kendisine baş eğene, bu topraktan yaratılan dünya şöyle dursun, yüzlerce mülk, yüzlerce saltanat ihsan eder. Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rûmî (k.s.)
BİR NASİHAT
DOSTUNU ÖLÇÜLÜ SEV BIRGÜN DÜsMANIN OLABILIR,DÜsMANINA ÖLÇÜLÜ BUgZET BIRGÜN DOSTUN OLABILIR
KISSADAN HİSSE
Hak Yola Getiren iki Söz
Büyük erenlerden Hasan Basrî, bir gün arkadaşlarıyla birlikte yolda giderken memleketinin tanınmış devlet büyüklerinden birinin oğlu ile karşılaşır. Devlet büyüğünün oğlu yağız atının üzerine kurulmuş, beraberinde de hizmetçileri, bütün sükse ve ihtişamıyla yoluna devam etmektedir. Hasan Basrî yolun ortasında durarak hoş beşten sonra devlet büyüğünün oğluna şöyle seslenir: "Ey devlet büyüğünün oğlu!.. Sizler her şeyi mal ve para ile değerlendirirsiniz. Size şu iki sözü satmak istiyorum, alır mısınız? Çünkü bu sözleri size benden başka kimse söylemeye cesaret edemeyecektir. Sonra bu sözler sizi aydınlık Allah yoluna sokacaktır." Devlet büyüğünün oğlu, "Peki kaça satacaksınız?" deyince Hasan Basrî, "Birincisini bir, ikincisini de iki gümüş para karşılığında veririm." diye karşılık verdi. "Evet, alırım" deyince de ilk sözünü söylemeye koyulur ve şöyle der: "Ey devlet büyüğünün oğlu!.. Senin evin var mı?" diye sorar. "Var" cevabını alınca da, "Kendin mi yaptırdın, yoksa miras mı kaldı?" diye sorar. Devlet büyüğünün oğlu, "kendim yaptırdım" diye cevap verir. "Ne kadar zaman içinde yaptırdın?" sorusuna ise, "Epey uzun sürdü" karşılığını verir. "Neden her imkana sahip olduğun halde çabuk bitirmedin?" deyince de, "Binanın taşlarını, ağaçlarını taşıyan hayvanlara acıdığım için fazla yük vurdurtmadım. İşte o yüzden de binayı kısa zamanda inşa etmek mümkün olmadı." der. Ardından sözü alan Hasan Basrî şöyle konuşur: "Ey devlet büyüğünün oğlu!.. Madem ki başkalarının hayvanlarına acıyarak fazla yük taşıtmaya razı olmuyorsun, neden öz nefsine acımayıp da onu dağlar kadar günah yığını altında eziyorsun?" Bu sözler devlet büyüğünün oğlu üzerinde büyük tesir yapar. Atından inerek Allah dostu Hasan Basri'nin ellerine kapanır. Ardından da sabırsızlıkla "iki gümüşü hemen vereceğim, şu ikinci sözünü de hemen söyle" diye yalvarır. Daha sonra Hasan Basrî ikinci sözünü söylemeye koyularak şöyle der: "Yola koyulmuş böyle nereye gidiyorsunuz?" diye sorar. "Devlet reisine, bir memurluk almak için gidiyorum" cevabını alınca, "Bak en değerli elbiseni giymiş, en enfes kokuları sürünmüşsün. Neden? Çünkü devlet reisi ve maiyetinde çalışanlara karşı mahcup olmak istemiyorsun. Halbuki onlar da senin, benim gibi birer insan değil mi? Şimdi sana sormak isterim. Yarın ölüp öbür dünyayı boyladığında omurlarında taşıdığın bu kadar ağır günahlarınla ve kirli alınla peygamberler ve gerçek mü'minler arasında Allah'a karşı hesap verirken utanmayacak mısın?" Bu sözlerin de son derece derin etkisi altında kalan devlet büyüğünün oğlu atını hizmetçisine verdiği gibi hemen Hasan Basrî'nin ellerine sarılarak artık bütün dünyalık nimetleri teper ve ölünceye kadar bu büyük zatın safında Allah'a ibadet etmeye karar verir. SALEVAT GETİRMEK
Salât, duâ demektir. Salevat ise, salât kelimesinin çoğuludur, duâlar demektir. İkisi de aynıdır. Bir âyet-i kerîme meali şöyledir: (Allah ve melekleri, Resûle salât ediyor. Ey iman edenler! Siz de gönülden, teslimiyetle, ona salât edin, salevat getirin.) [Ahzab 56] Allahın salât etmesi rahmet etmek, meleklerinki duâ etmek, müminlerinkiyse Onun şefaatini talep etmektir. Görüldüğü gibi, Resûlullaha salât yani salevat getirilmesini, bizzat Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde emretmektedir. Bunun için, Resûlullah efendimize ömürde bir defa salevat getirmek farz, ismi geçtiği zaman, bir oturumda, bir yazıda bir defa salevat getirmek vacip, sonrakilerde müstehaptır. Üç hadîs-i şerîf meali şöyledir: (Bana bir salât getirene, Allah ve melekleri yetmiş salât getirir.) [İ. Ahmed] (Şefaatime en lâyık olan, bana en çok salât okuyandır.) [Tirmizi] (Bana çok salevat getirenin dertleri gider, günahları affolur.) [Tirmizi] Resûlullahın ismi söylenince veya işitilince, aleyhisselâm, aleyhissalâtü vesselâm veya sallallahü aleyhi ve sellem demekle de, ona salât getirilmiş olunur.
SAĞLIK - KANSER VE ŞİŞMANLIK
Sağlıklı ve zinde kalmanın sırrı; dengeli beslenmek, bolca meyve ve sebze tüketmek, su içmek, katkı maddesi bulunan ve yağlı olan bütün yiyeceklerden uzak durmaktır. Patates kızartması: Sıcak yağda kansere sebep olabilecek değişimlere uğrar. Hamburger: Köftesindeki koruyucular ve sodyum nitrat kanserle kalp krizine yol açar. Donut: Fast food’larda satılan un, yağ ve hidrojenli yiyecek kanser yapar. Sosisli sandviç: Hamburger gibi şişmanlığa sebep olur. Cips, kraker ve kurabiyeler: Çoğu katkılıdır. Şişmanlatıcı ve kanserojen etkiye sahiptir. Şişmanlığın sebebi, yüksek miktarda alınan kalorilerdir. Yağ, şeker, tuz ve un azaltılmalıdır. Buharla pişirilen sebzeler, fırında veya ızgarada pişirilen et yemekleri daha sağlıklı ve lezzetli olur. Margarin ve bisküvileri hayatımızdan çıkarmalıdır.
SİGARA
SİGARANIN ZARARLARI
TÜTÜN DUMANININ ZARARLARI Tütün dumanına maruziyet, başkalarının içtikleri tütün ürününden soluduğumuz duman ya da yanan bir sigara, puro, pipo ve benzeri tütün ürününden kaynaklanan dumandır.
TÜTÜN DUMANINA MARUZ KALMAK ÖLDÜRÜYOR... Tütün dumanına maruziyet, dünyada her yıl milyonlarca insanın ölümüne neden olmaktadır. 1) Bu duman karışımı; formaldehit, siyanür, amonyak, karbon monoksit, naftalin, kadmiyum (pil asidi) ve aseton (oje çıkarıcı) gibi 4.000 kimyasal madde içerir. Arsenik, benzen, vinil klorür gibi en az 40 tanesi kanserojen olan bu kimyasal karışımlar, tütün dumanında, sigarayı içen kişinin doğrudan içine çektiği dumandan çok daha fazla bulunur. 2) Tütün dumanına maruz kalmak, kanser, amfizem ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalığa neden olmaktadır. 3) Çocuklar tütün dumanın zararlı etkilerine karşı çok daha hassastırlar. 4) Tütün dumanının zararları, maruz kalma süresi uzadıkça artmaktadır.
TÜTÜN DUMANINA MARUZ KALMANIN BİRAZI BİLE ZARARLIDIR... 1) Başkalarının tütün dumanına sadece 30 dakika maruz kalmak, uzun süreli sigara içiciliğinde ortaya çıkanlarla aynı fiziksel etkileri ortaya çıkarmakta ve sigara içmeyenlerde kalp hastalığı riskini arttırmaktadır. 2) Başkalarının tütün dumanını solumaktan kaynaklanan kanser ölümlerinin oranı; asbest, radyoaktif nükleid, arsenik, benzen, vinil klorür, radyasyon, pestisid (tarım ilaçları), tehlikeli atıklar, içme suyunda bulunan kimyasallar, endüstriyel kimyasallar ve madeni atıkların hepsinin toplamından kaynaklanan kanser ölümleri oranından daha fazladır. TÜTÜN DUMANINA MARUZİYET ÖZELLİKLE ÇOCUKLARI TEHDİT ETMEKTEDİR... Bebeklerde ve çocuklarda
1) Ani bebek ölümleri, 2) Astım vakaları, 3) Kulak enfeksiyonları, 4) Solunum yolu enfeksiyonları
her yıl artış göstermektedir. Tütün dumanına maruz kalmak, bebeklerde düşük doğum ağırlığına neden olmaktadır.
Bediüzzaman'dan VECİZE SÖZ. İmanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanın en kısa ve en kolay yolu Risale-i Nur'dadır. Kastamonu L. - 77